23
Yorum
22
Beğeni
4,9
Puan
2018
Okunma

Gazap üzümleri sularını akıttı
Kör bir akım başlarken susanlar çatladı ve yığıldı zamana
Kalmış mıydın
Kalmış bulundun kabilen sessizce göçünü gerçekleştirirken
Yüz bin kere günaha battın ve onun acısına aldırırken
Şarap kadehlerin plastik bardaktandı
Yüzünü burnuna feda ederken
Bir aziz in bedduasında abdest alıp tırmalayıverdin duvarları
Okinawa dan kopmuş aklının balıkçısıyla go oynarken
İkinci el liğin en güzel kıyafetleriyle çıktı ve baktı ortalığa
Ne bir gösteriydi başlayan
Ne bir gösterinin sonuydu biten
Saydam tuvalin üstünde kendini asan bir tin
Senin ellerin görmüyor musun
Ağır bir koku yayıldı yanan düşlerinden
Aşağıda utanç ışığının aydınlattığı evren
Son kere çıkarıyor bozuk midesindeki kekremsi inadını
Siyah beyaz makyaja bulanırken gençliğin
Bir çarşaf germekte ümitlerin son kere
Kaybolurken görüyorsun
Ay ışığının kendini evrene tutsak edişini
Şuh korkular yüzünü açık etmişken
Uçar gibi seyyah yürüdüğü patikada korkusuyla yüzleşmek için adeta
Gömülecek kumrular tedirginliklerinin sonlarını yaşamakta
Çizgilerine bak yaşam sofrasının
Bak ki anla
Onlar senin ellerin
Yasak kıvılcım
Ağaçsız bahçeler gibi suskun
Ağlamaya hazırlıklıydı evren
Küsen böcekler kozalarından
Kaçak bakışlar savurmaktaydı
Bir kez baktın uçuşan kıvılcımlarına
Zan altındaki benliğinin
Tökezlemeye gülücük atmış gözlerinle
Sığamadın yüzüne gençliğinin
Bir düğme gibi iliklendin o na
Yanış seslerinin istemsiz hareketlerinde
Gıcırdayan tozun gücünü düşün
Yağlama
Düşünün korkulan kokusunun yayıldığı vakitti
Çığ düşmüş eksik kalmış
Cümleleri tamamlanmamış şiirlere
Doğacak bir alternatif vardı beklenen ya da
Sofranın zincirine bağlanan çelik bir hazine
Dağın ağlamaklı sesi orada öylece serilmiş-devrilmiş
Dilsizlik kürekledi ateşi
Kör tanrılar gerilerken tenindeki çamurda
Kartallar kanatlarını sığdıramamıştı koca cihanda
İz yapmış derini düşün
Düşün ki anla
Onlar senin ellerin
Şehit düşen cümleler
Karalanmış satırlarda yoktu
Köle bir enginarın çeyiz sandığında
Frlatılmayı bekleyen gümüş bilyeler
Kimliksiz
Huzura yelken açan zihnindeki tedirginlik
Kan kusup dökülen dişlerini toplamakta
Yüreğinin limanında sersemlemiş bir at gibi
Dörtnala koşturdu yaş almış teknen yokluğun çadırında
Hesapsız başlayan dedikodu çarkı
Kocaman olup neler doğurmaktayken
Ne olduğu belli olmayan araf çakması hisler yoktu
Aktığın kanal gibi boştu herşey
Dinlemekteydin sen sessiz akan bir şelalenin şırıltısını
Ta ki gün kendini geceye adayana kadar
Acıtmak geçmedi içinden yeryüzünü
İçindeki keke mimar çırılçıplak
Bir yapıya giriştiği vakit
Bir çırpıda çiz bulutları yeşilleri inançları
Tükür sonra acıtamıyorsan yeryüzünün öteki yüzünü
Sabredişlerin yorulmaktayken
Sancılarının kuvvetli masumiyeti bağrımın içini oyuyor
Dur dersen koşuyor yalınayak
Durdun
Kamçılanmış gecenin ayak bileklerinde
Gecenin uçağında o bakire karanlıkta bulutları
Görmeye çalıştın
Yıldızları arala da bak
Sana uzak güneşler gençliğinin taze mimarını çalarak
Sıcacık tenleri yükseltmekte
Kararmış ölü perinin önceki halini hisset
Hisset ki anla
O beden ellerindi
Boşça gezinen dalgaların kıyıları yaladığı parmak uçlarında
" SEÇİCİ KURULA ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM ŞİİRİMİ GÜNE SEÇTİKLERİ İÇİN SEVGİLERR"
5.0
96% (27)
2.0
4% (1)