8
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
1531
Okunma

Islak tenine düşüyor kar taneleri
Sokakların
Soyunmuş rengini salkımsöğütler
Uzak mesafelere
Kanatsız düşlere ağlıyor kitaro
Çıplaklığı gizleniyor soluğun
Bağdaş kuruyor yüreğe sinsi isyan kipleri
Ne demeli
Düşmeli mi kaldırımlar dibine
Buz sözcüklerle
Yoksa sokak lambası esaretinde sarı hüzün mü solumalı
Darmaduman kelimelerle…
Ya da karlarım vurmalı
Kurşunî sözcüklerle
Kan yağsın diye
Islak bakıyor sokaklar büsbütün fütursuzluğuma
Makyajsız bir hüzün dolanadursun ayazla penceremin önüne
Yalnızlığın nasırlı ellerinden düşüyorum içime
Ölü adımlarını sayarak suskunluğumun
Tutunuyor kök salan sessizliğimin dallarına pepuk kuşları
Kayıp aynaların aksinde kanayan çığlıklarının kırıkları batıyor topuklarıma
Bir bakışın mührü değiyor tenimin otağına
üç nokta…..
Kaç gecedir uçurumlarında sendeliyorum kör uykuların
Seyir defterimde eriyorken kar taneleri
Kırlangıç burukluğunda bedelini ödüyorum sükûnetimin
Süt mavisi nedenler ediniyorken cılız bir avuntuyla
Sesime düşen esmer hıçkırıklara nöbet tutuyor soluğum
Alnıma fısıltılarla kazınan yazgının ateşine
El sürerek
Yüreğimin körüğüyle can üflüyorum sessizce…
Köşe başlarında gecenin
Rüzgârın öfkesi dalgalandıkça
Yalım ağıtlarla türkülere sevdalı bakıyorum
Çırasını yakıyorum bezginliğimin
Kuşanıp pusatlarını başkaldırının
İmlasız bir ıslığa tutunuyorum…
Öyküler yutkunuyorum
Aralıksız yağan karlar altında
Kardelen direnciyle mührünü taşıyorum güneşin alazlanan yürek ucumda
Bezirgânlaşan caddelerin çakıl taşlarına siniyor yanık kokusu masallarımın
evdâle zeynike’nin sesinde körpe içlenişlerle
İlişiyor kirpiklerimin göğüne cümle kederim benim…
Yitik bir şiiri ezberliyorum ela gözlerimle
Sessiz geçişlerine müsaade etmeden harflerin
Genzime esrik bir hüzün çekiyorum
Sakıncalı gidişlerden kuruyan dikenli güllerin yapraklarını
Eyyam-ı saadete gizliyorum
Haşra dek nedametle kalbinin gözlerinden öpüyorum acının…
Irağa düşüyor lehçesi bozuk sesimin
Duyduk duymadık fermanı
Rahmine uzanıyorken zamanın hiçliğinin
Hiç kimsesizliği öğütüyorum yankılarımda
Varsın yaksınlardı güvercin beyazı umutlarımı
Sırrımda saklı aynada suretimi kazısın haramiler
Ah kızılı bin isyan düşüyorken sol yanımdan kokuşmuş vicdanlara
Ve çiseliyorken tenime kentin incecik yağmurları
Kelimeleri yakan bir tuğyan olacak kelamım elem-i ahû zarımla…
Çeksin artık gece parmak izleri tenimden
Okusun dudağımı ilmince hece hece
Karanlık korkuların an vurgunu seslerle
Dilsiz dualar düşüyor ellerime
Dokunmasın kimseler gölgemin zifirine!
Avuçlarımda ateş
İçimde hezeyan var
Şakaklarıma yazgılanan ıssızlığa ağlayasım var…
N’olur dokunmasın eşim dostum gözyaşım!
Nasılsa sâlâsı duyulacak esrikliğimin
Adıma gizlenen ceylanların âhıyla…
Ya güneşi
alazından öpeceğim billahi yeminlerle
Ya da
kızıl bir kefenin kıyısında can vereceğim
seferi hikâyemle…