2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1071
Okunma
Sarı gözlü lavinya
Bozuk plak gibi irislerindeki fer
Kafan nemli bir kibrit gibi
Yanamıyor
Kaçmaya çalışmana gerek yok
Rüzgârın şamarından kendini alamayan yeşil uçurtma
bağırmana gerek yok
Kuyruğunu tele kaptırmış gibi
Fırtınanın kucağına oturmuş şu küçücük dünyada
Heyy saat sesli Destina
O şarkılarla bir atarım sanma
Ayaklarına dolanan mor hüznü
Şu kaynayan yer altları evlenmişken bastığımız asfaltlarla
Eşinip taze topraklar çıkartmaya çalışma
Savunmasını yitirmiş ruhunla
Ektiklerin çıkmayacak ne kadar uğraşsan da
İklimine gün batımları kondurdum
Sarı ışıklı gün aşan güneşler
Hüzüntepen sarışlar
Saçları patiska olmuş mısırlar
İçinde oyun oynanan yaylalar
Ve ezilmeyi unutmuş
Dik başlı çimenler
Tepelerden dökülen topraklar iliştirdim gözlerinin saksılarına
Önce toprağı yalat tırnaklarına
Sonra çiçekleri doldur mavi bohçana
Sözüm sana
Sarıgözlü Lavinya
Son şişe son şarap olsan da
Bir daha dolma
Dolma bir daha yeni boşalmış
Henüz kuru yaprak almamış havuzun kalan çamuruna
Unut boğulduğun
Tenlerin kokusunu sür git ruhunu
Sağlam tekerlerin varken
Son kez
Uçtuğuna inan
İnan uçuşların getireceği taze baharlara
Ve yeşil uçuşlara ortak ol Lavinya
Gerisi bir tekneye dolar ve kürekleri canlandırır
Önce inan lavinya
İnsanların da uçtuğuna
Ve yeşil uçuşların getireceği taze baharlara
Yeşil / koyu yeşil uçuşları yakala
Uç ve tur bindir ömrüne
Sakız kokulu ay ışıklı Lavinya
Ağlamayı yıkamış artık Destina
Gülen kanatlarıyla tokalaşmış
Kendini biliyor olan mevsimin çarkına
Derin derin mavi suların biraz yukarısında
Uç
Serin serin delirmiş rüzgarların koynuna
5.0
100% (5)