37
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
2622
Okunma

güneşin terine süründü gölgeler
patilerinde sessiz ordular düz duvara tırmandı kediler
korkak kuşlar geçti kaldırımlardan kırık kanatlarında
filârmonik sancılar
.......
soğuk estiriyor zaman
sarkık dudağında yampiri yengeçlerin yeni yıl şarkısı
yıkıntılar arasında poyraz güdümlü rüzgâr
çarpık dalları ırgalıyor...
bilmem kaç asır yutan toprağın boğazındaysa
bilindik ceset kokusu
sihrini
bozdu
ölümlü dünya
bütün s ı r l a r deşifre...
mantalitesi bozuk yaşamın
kıvrık saçları, ense kökünden çekildi
kelleşmiş tabiatın yüzünde habis yumrular
“yaprak dökümü” mevsiminden geçiyor
u y u y a n insanlık...
......
nice yıllar
nice ülkeler eskitti takvimler
aşina yollardan nice kardan adamlar, naylon kadınlar geçti
tozlandı körpe umutlar, raf ömrünü tüketti i y i m s e r l i k
alıç dalından düştü sakar çocuklar
mızmız parmaklarında sanal kahramanlar
“destansı yalnızlıkları “ metal ayaklarına zımbaladılar
sonra gülümseyerek “karanlık bir gün gelecek ”
rap ş a r k ı l a r ı y l a çoğullaştılar
oysa
herkes
her şeyden uzak
soğuk camlara hohlayan nefes gibi bîtap
kabuğuna çekilmiş kaplumbağa kadar tedirgin
diline kilit vurulmuş düşlerin arka bahçesinde
güneşlenen gölgeler gibi k ı s ı r...
.....
ve
insan
bir kendine dönük
bir kendine vurgun
sırrı dökülmüş aynalar gibi ya n s ı t m ı y o r yüzeyi
hiçbir g e r ç e ğ i...
ayşe uçar
29/01/2012
5.0
100% (37)