22
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
2208
Okunma
kimi süpürürdün bu sokaktan
tozlarında cirit atarken düşlerim
sağa sola yalpalarken hayallerim
nasıl düşürürdüm seni kendimden
nasıl düşerdim senden
aşk çöpçüsü müsün yoksa gönülden sevda süpüren
yüreğime dokunan usul bakışlar neden
neden durmadan arkana bakman
yolunda düpedüz ilerlerken bir tren
her durakta yeniden tökezlemen
her durakta merhabama sessiz gülüşler eklenir
yeni selâmlara uğrar yolların
yollarda özlemle bekleyenler çoğalır
nereye adım atsam bir bir vurulur düşler
koluna girmeden aşkın,öldürülür sabahlar
sendin yıldızlarını dokuyan gecelerimin,yıldız sendin
o parmakla gösterilen en parlak yıldız
değil ay’ı perdeleyen,çepeçevre saran o
pır pır eden yüreği kalıplardan sıyrılmış
gülüşlerimi doğuran samanyolu
ne takılır küreğine süpürdüğün sokaktan
gül saklanmış kitaplar mı yoksa artılar
ölmeye yatmışken yaşam dizeleri yazdıran
her parmakta dizili pırlantadır anlamlar
o körebe saklandığın duvarlarda kalmayan
hayallerle yürürdün üç beş adım caddeye
lâmba ışığında dirildiğini anımsardın düşlerin
yeni ben’e girmeyi denerdin ilk attığın adımda
yürüdükçe değişirdi kimliğin sokak adları gibi
her isimde bakardın yarına,yarı açık gözlerle
kapına kör bir avcı dayanıncaya dek, böyleydin
çalardı zillerin;bir dünya turuna katılırdı sanki yüreğin
her çalışta değişirdi notalar,her dokunuşta ayrı
mahkeme duvarıydı yüzün sonunda,dingin
hakkını yemezdin sokakların,her giriş ve çıkışta
yeni ’ben’ler eklerdin yepyeni sokaklara
neydi sahi, adın sevgi mi, düşü mü sevgilerin
aşk çöpçüsü müsün yoksa, yoksa ne?
yüreğime damlayan usul bakışlar!..
13. 01. 2012 / Nazik Gülünay