2
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1521
Okunma
sokakları ekşiyen duygularımın ayak izleriyle dolu şehir
söylemiyor takvim yaprakları döküldükçe güzelleştiğimi
eskidikçe tarihim
dünya kirlendikçe
hüznün sarısına bulanan saçlarımdan
delice bir rüzgar geçiyor
yakasına yapışıyorum saat kulesinin
akrebin neden insanoğluna acımadı
hayallerimizi yel kovdu
soruyorum neden sustu herkes
kendine bile
Tanrının emrettiği aşk akarken damarlarımızda
gizler boyu geç kaldık
bir şiirin ilk mısrasını düşünür kadar sessiz...
kanunlarca izlenen kaderciliğim ıslah olmuyor yine
sessizliğim uyanıveriyor bir gece
tepiniyor içimde yaşam
ilkel bir acıdan
asi bir öyküden geliyorum
tüm yaşadıklarımı bir keman teline sığdırıp
gecikmiş baharları arkama takıyorum
yanıma almıyorum yarım bıraktığım kitapları
hiç bir sayfayı doğru okuyamamışım
yeryüzü yorgunu bulutlarla
telaşlı martılarla
kör bir dilenci gibi seyretmişim uzun geceleri
kendimi arayarak sana sakladım
içimin leyla yanı sana yakın
öper misin gözlerimden
tozlu bir sızıdan başka hiç bir şeyim kalmaz
suskun resimlerden toplarım bakışlarımı
kozasından çıkan bir kelebek gibi korkarım önce
üç günlük ömür çağıra dursun
intiharı çözüp kanatlarımdan beni kırlara götür
bir gelinciğin güneş çizgisinde yürürüz
yürürüz gün boyu
geride kalır rüzgarların pişmanlıkları
ayışığı nasıl heyecanlanır biz geliyoruz diye
eleele türküler söyleriz
şiirlerim mahşerde ağlasın
papatya aksın gözlerimizden
koklaşırız..
5.0
100% (11)