10
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1121
Okunma
dilimde ateşi ile firavunumu uyutuyorum sana…
tedavülden kaldırdım tanrıları
tiranların şaşkın kaçışıverdiler gözlerimden.
bedenim mumyalar mezarlığında konuşulan bir ölü
yüzyıldır unutulmayan bir doğuştur lanetim
ankalarımın kanatları ile anlattım dirilişini sıcağın
o ateşin içinden uçurdum kuşlarımı
güç benim anladım, ciğerimi leş ettim
gel gagala boşlukta duran inancı
zaferi yeniler beni nasıl olsa
tenimdeki lacivert eksiklik, denizinin tuzuna basıyorum yaralarımı
Promethus’un ateşinde bitirdim vebamı
ölmeyi durdurdum lağımında Zeus’un, şimdi tahtını kemiriyorum
tanrılar ne korkaktılar aslında bir bilsen
tırmanıyorum hala başına defalarca döndüğüm yokuşu
ve dünyam kendisini taşıyacak kölesini arıyor
korkuyorlar…
fikrim Nil nehrini geçerken yedi yavrusunu
suyun durgunluğuna kapıldı vahşeti
timsahım dişleri arasında kanlı bedenim öğütülüp duruyor
örtüyorum yüzümü haykırışımda
bir yüksek kaldırım züppesine verirken son paramı
bunlar geçiyor gözlerimden
az önce becayiş ettim Afrikalı bir köleyle acımı
ben açlığını bitirdim onun, o da tanrısını çağırdı uzanırken yatağında
alıp/bırakıp gittim
esrik bir rüzgarda sallanan perdeler gibi bedenim
altın dişli bir köle tacirinin memnuniyeti duruyor sırtımda,
tanrısını alıp gidiyorum bilmiyor…
senden de aldım haberin yok
dönüşün için bekliyorum ey Mehti
efsunladım dünyayı
dilimin ateşine sürüyorum lafımın çeliğini,anlamında dövüyorum
örse sabırladım bütün bekleyişleri terimi ateşe damlatalı
ölümün suskunluğunda bekleyen bir keşiş gibi
bir fahişeden öğrendim bunları
hançerledim şans denilen katili
nefesimde darağaçları kuruyorum sana
bir üfleyişimde yıkılacak iskeletin
kırılan boynun zamanı öğrendiğim zindanda düşecek bakışlarıma
rüzgarıma bütün tanrılar boyun eğince bitecek
sabrın memesi ağzımda, sömürüp bekliyorum
tenime atılan her çentik öğretti
ayrıldığımız yerde bekliyorum hesabını sormak için
ilk ihanet tanrılardan geldi
bir mezar kazıyorum sana toprağı eşeledikçe
konuşuyor yitik mezarlıklar tanrıçası
kanın damarındayken konuş diyor, ölünce bitiyor sesler
gömüyorum seni duygularımın Afrika’sına gel durdur beni ey tanrı
gömdüm ilahi yalanları
ölüler mezarlığında bir mezarcı, tanrılar korkuyor…
Kubilay Yıldız
(önceki şiir Bedenimden notlar II.)