4
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1758
Okunma
Sen çiçek olup etrafa gülücükler saçmaya söz ver.
Toprak olup seni başının üstünde taşıyan bulunur./ Hz.Mevlana
Sabahın
Erken saatinde uyanmıştı o gün
Neşesinin farkı yoktu güllerden.
Çocuk,
İçindeki sevgi kadar
Çoçuktu..
Evdeki
Küçük kardeşine
Oyuncak
Lokomotifsiz tren yapmıştı
Ucuca eklediği
Perçinsiz tellerden.
Eskiyi
Taşıyıp getiren
Resim değildi,
Ağladığını
Farkettiğinde
Anladı..
Gömdüğü yerden
Üzülme diye ses geldi kardeşinden.
Lalenin
Üçgülün
Civan perçeminin de
Üç günlüktü hayatı
Kan damlası gibi
Leylak gibi, yine de koparılırken
Eser gördün mü dedi
Rayihalarının eksilişinden…
Servete
Ağlayan
Çamur
Mabedin
Ayıbı
Yaştan, fayda bekleme
Ateşine..
Sen
Öz ol.
Zerzevat dükkânın da
Vazodaki gibi
Eğilme
Rüzgârın esişine…
Toprak
Olan toprağın
Payıdır.
Ruh
Akıl gibi
Kılavuz olsun işine.
Onlara
Lal et dilini,
Uğursuza
Pervasıza
Soytarılık
Etme,
Neşe
İçindeysen
Bile
Azaptaki
Şeytanın
Iskalayışana
Neşelen ki
Itır kokusu dolsun içine..
Naz
Üzmez
Seveni,
Tasalanıp
Üzülmek ise
Niyaz ettiğinden şüphedir,
Dürüst değilsen nasıl çıkarsın
El içine..
Tarak
Anlamsızken
Şimşirde olsa yaramaz işine,
Izdıraptan
Yama yapma
Attığın kahkahayı
Neşe bilip de düşüne..
Bak bülbülün
Umursamadan
Lale ‘yi
Utkuna erişine…
Ne dikenlere katlandı
Umudu olan gülün
Riyasız o sessiz gülüşüne…
.
5.0
100% (6)