5
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
2193
Okunma

uzun çığlıklardır seni bana getiren
korkusuz bir devrimin çocukluğundan..
ipe un sermiş sevdaların hükmü ne ola..?
tanıksız çıktığım tüm duruşmalardan,
gözükara gülüşünle,
tutanaklarıma geçtin bir kere..
mola vermeden ;
heybemdeki su düşlerinden,
bir avuç serpiyorum yastığına
ki en akılcı doğrular düşecek peşimize biliyorum..
istersen al ellerimi uzat karanlığa,
görüyor musun..?
artık korkmuyorum sonu mutsuz biten masallardan.
çünkü ben her karanlıkta senin gerçekliğinde uyuyorum..
sert rüzgarlardır seni bana anlatan,
riyakar bir düzenin diş gıcırtılarından geçerek,
üstelik ;
bedenine oturmuş tüm sızılarla özdeş..
yitik ve anlık gülüşlerin hesabı ne yazar..?
sabah-akşam düştüğüm tüm kuyulardan,
yağmurlarının tadıyla,
hüznüne sarılarak çıktım yüzün kere..
ahh sevdiğim,
yoluna can koymaktan ruhumu esirgemediğim..
her gece el-ayak çekildiğinde kendi yuvasızlığına,
ben duvarları boyuyorum isminle
ve yeni bir dünyaya,
senin gözlerini usul usul sayıklıyorum.
kırılmış enstrümanlar, yakılmış kitaplar
ve bozguna uğratılmış tüm mavilerden,
tanıyorum seni..
yüreğimden kalkan trenler,
öksüz bir mayıs taşımış ne çıkar..?
adımlarının gölgesinde tam on üç nisan,
yüzlerce çocuk topladım avuçlarından..
korkusuz bir devrimin çocukluğundan yürüdükçe aşk ;
oyy..! kavgamın biricik yoldaşı, ömrümün tek sırdaşı,
nasıl da büyüyorsun gözbebeklerimde..
artık
geçmişe bakmadan ve geleceği arşınlayarak,
yüreğimde tek firar vaktidir,
seni yaşamak..
Mine Gültepe
5.0
100% (15)