1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1552
Okunma

-hem bu saatte ne söylesem yalan-
slaydı olmayan bir geceden
s/ayılmamış bir ömüre tekrar u/yandığımı
anlatacak ne çok kelime vardı şimdi
yıldızların masal olduğu kentlerde
ay çok uzak da diyebilmek kadar
sevmenin özrüne
beden ilaveydi aşkın tezahürüne
imgelerin sıkıştığı köpek dişleriyle şairler
birbiri ardına yazıveriyordu saatsiz
vakti bilmeyene şair diyorlardı
bilmemek kadar kötüydü bunları
sevmek, sebepsiz
hiçbir aşkın kazası yoktu
bağırıyordu üst geçitte bir deli
kiminin hırladığı, kiminin ceketini iliklediği
genç kızların sevgilisi bir artist geçiyordu sahilden
çekim olduğunu bilemeyecek kadar kördü gözler/i
nice anlatılsa hecesi kırık gülüşler
saklıyordu her zamankinden biraz fazla
uslanmıyordu
herkesin bir borcu varken ölüme
her nefesinde bir p/iç doğuyordu derinlerden
kendini tatmin etmek için ellerinden başka şeyler
şefkat asl
bağlaçsız hiddet
şehvet
et...
hayatı beni ezdiği kadar onu da ezebilirim gayesiyle yaşarken
tutundum ol/gun tetiklerime
patlamaların konakladığı hikayelerde ben vardım
b/enler vardı saydığım
hürmet gösterdiğim
belki de taptığım
hiçbirini birbirinden ayırmadım
daha fazlası olmayacaktı bilgiçliğiyle
olmayanı kendinden gösteren saatlerin tik tak’larıydı eyvah
silinen mizacında evhamlar
sevmeye saim olan karartılar
kimsenin bilmek istemeyeceği kadar
yaşlanırken dünya
geçenler, bakanlar, anlamayanlar...
birlikleri dur/gun çeken sularda gemilerle
nice u’larını yitiren sitemlere
bir havaüstü ilhamı dokunurken Amsterdam’dan
Konya daha havalı kalıyordu Venedik yanında
ağaçları kesmeseydi daha fazla su
bir diğer yandan
bir diğer sabah
Bordeaux şarap sızlatırken okyanusa
Cezayir’de menekşelerin intizamlı ölümüydü yaşamak
kelimeler uyandıran zehirleriyle
harfi hep eksik, hep uçsuz bir çöl
mevsimine göre kimi zaman bir dünya harbi
kimi ikon seçerse elbette
sinekten, maçadan, karodan
ve hattı hatırı sayılır kadınlar hatırlatan kupadan
kupa kızından
bir fal dahi bakamadığına üzülürken ellerine
k/arınca, k/aranan yitimlerin melankolik tüylerinde
bir diğer yandan
hususi çimen üzerinde
yaşamanın bir saati bile yaşamak sayıldığı zaman
şimdi o an
kanayan
yarama
kapatılan
sodyumlu oksijenli bezlerden, pamuklardan
zamirleri öksüz ’sizler bu ülkenin geleceğisiniz’ haykırışlarında
sizi olmayan benlere dönen virajlı soluklanmalarda
intiharlar kuşanan uykular paylaşıyorum flash flash
ucu ucuna herkes insan
ucu ucuna herkes bir can
ucu ucuna her dem bir tan
doğurturken göğün bilinmeyen katından
anlatacak ne az kelime olduğuna şahit oluyorum şimdi
aşkı düşündüğüm an
belki de mısralar üstü üstüne bindiğinden bu pis çamur, kızıl kıyamet
tankları batırmadan, tankları geçiremezsin diyen komutanda keramet
kendime kızdığımdan hepsi
bir an önce bitsin diye
başkasının olamayacak kadar
5.0
100% (10)