Okuduğunuz
şiir
26.9.2007 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Aşığın Öyküsü
Maşuğun aynasında billurdan bir zerreyim. Verdiğin süt kaynadı; halime şaşma anne. Hiç bir yerde yokum ben, her yerde bin kerreyim, mâzîye âteş düştü; ardıma düşme anne!
Kapkaranlık kayboldum; gülzârın yolu harzâr. Gülzârda mezarımı senden başka kim kazar? Durma kaz! Kazacağın bülbül kadar bir mezar, morgülün yaprağını ne olur deşme anne!
Yeniden cân yarattı nefsine kör bedenim. Kanatları kördüğüm münzevî bir kuş tenim. Sen benden uzaktasın; ben sende hâlâ sen’im gözüne mil mi çektin, gölgene koşma anne!
Mihraba uçuyorken konduğum mekân sırça. Dem rengi gözyaşlarım seyyide ve hallaca. insanlığın mihengi insanda paramparça, onarmaya çalışma, kabından taşma anne!
“Kafa Yoranlar”danım; bilmeden seçemezsin. Işıktan gömlek lâzım; pişmeden biçemezsin. Bu âteş deryâsını sal ile geçemezsin; sen incecik bir mumsun, sîneme düşme anne!
Açma gayb kuyusunu, feryadıma aldırma! Bu gönüllü yaranın kabuğunu kaldırma! Kor döken sırlarıma gül cânını daldırma; külümden de uzak dur, sakın tutuşma anne!
Özüme dek sürgünüm sonsuzluğun bağında. Bir mahrur minyâtürüm âşıklar kuşağında. O’ndayım ben, O’ndanım; dilim Yâr ocağında; sen de erit dilini, sen de konuşma anne!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
�Kafa Yoranlar�danım; bilmeden seçemezsin. Işıktan gömlek lâzım; pişmeden biçemezsin. Bu âteş deryâsını sal ile geçemezsin; sen incecik bir mumsun, sîneme düşme anne!
Bu sanal âlemle, barışık olmayan ve son 20 günlük tatilim hariç, dost ve sevenlerin zorlamasıyla, yaklaşık 20 günlük de mazimin olduğunu hatırlatarak başlayacağım... ...
İsminizi biliyorum... Nadir kalemlerden birine daha rastlamış olmakla, ilk kez bir şairenin tüm eserlerini okuyarak bu iletiyi sunuyorum.
Sitede ne oluyor? Ne bitiyor diye, gecenin bu saatinde acemice gezinirken, hasbelkader sayfanıza girdim... Güçlü bir kalem ve muhkem bir yüreğin, burada olması, doğrusu beni çok rahatlattı. Kusurumu bağışlayın ama, hele de taşlandığınızı öğrenmek, beni daha da fazla rahatlatmış oldu.
Daha ilk "şiirsel düzyazımda" taşlanınca, doğrusu şok oldum... 16 yaşında başladığım şiir yazmalarım, yaşam boyunca devam etti ve etmektedir. Lâkin "şiirsel düzyazı" tekniğiyle kaleme aldığım dizelerimi daha çok seviyorum... Detaylı bir araştırmaya dayalı temanın, şiirsel bir ifadeyle sunumu ve birçok yerde kabul görmesi, sevilip istenmesi, beni bu türde daha çok yoğunlaştırdı ve ilk eserimi de tüm ticari anlayışı bir kenara bırakarak, bu yönde vermiştim... Aslına bakılırsa, tüm eleştiri ve ÖZELLİKLE DE, "ACIMASIZ ELEŞTİRİLERE" oldukça açığım ve bu kültür olgusunu da taşıyan biriyim. Affınıza sığınarak arz edeyim ki, onlarca dergi ve basın organlarında çeşitli türde yüzlerce yaqzmalarımın karşılığında, böyle birşeye tanık olmadım... Hiç şüphesiz ki, eleştiri mükemmeliyetçiği getirir... Fakat okuduğunu anlamayanların varlığı ve saldırganlığı da, şaire "taşlama" yazdırır... Taşlamayı sever ve yazarım... Konunuzla ilgili taşlamayı da, haz duyarak okudum ve mükemmelliğinin hazzını tattım. Yüreğinize sağlık... Olayı anlamış olmakla beraber, detay olarak bilmiyorum ama sayfanızı detaylıca inceleyip bilgi edineceğim. "Rubai" yazan birinin, kim olduğuna bakılmadan taşlamak, edebiyatla bağdaşmayacağı gibi, başka şeyle de bağdaşmaz. Şahsımı üzen: dizelerini veya şiirlerini okudukları kişinin kim olduğunu, ne anlattığını, ne yaptığını bilmeyenlerin hışmına uğratılması oldu. Ve bir de, çok sevdiğim bir şair dostumun şiiriyle anlam benzerliği taşıyan tek mısramla taşlanmak... Madem ki o şahsiyeti okuyorsunuz, bari incelemeye alın. Kalemini ve kişiliğini tanıyın da ondan sonra yapacağınızı yapın. Malesef bu olmadığı için üzüldüm. Taşlamanız harikaydı. Fakat naçizane olarak, cevap vermemenizi önenirim. Zaman her şeye en iyi ilâç... ...
"KÜLÜMDEN UZAK DUR, SAKIN TUTUŞMA ANNE!" mısranızı, mermere ilşlenmiş nakış gibi, yüreğime işledim... Hayatın yılmaz bir savaşçısı olarak, bir trafik kazasında kaybettiğim annem için ifade etmem gereken bir sözdü ama ömrü vefa etmedi. Mezarına gidip söylemek de, olmaz sayın hocam...
Herşeyin gönlünüzce olması dilek ve temennilerimle, saygı ve selâmlar.... M.C.S. /Kuşadası
şiiri ve şairi kutlamak için bir gül yaprağı bulamadım.. Şairi dolu bir bardak; şiiri de gül yaprağı saydım gitti.. bir bülbül kadarcık gülümsesin diye.. kutluyarak sustum..
Birkaç gündür siteye girmeye vaktim olmamıştı. Bir arkadaşım bugün şiirinizden bahsetti ve okuma imkanı buldum. Şiir için söylenebilecek her şeyi söylemişler. Ben bu şiiri ayakta alkışlamakla yetineceğim. En içten teşekkürlerimle..
Sayın Başçı teşekkür ederim... mahcup etmeyin daha fazla...
Sanatları saymak oldukça zaman alırdı... onlar açısından da düşünürsek bu kadar şiire yetişmek kolay değil... sanırım sebebi budur...
Ancak; aslında içimde kalan, en azından itiraz etmem gereken önemli bir nokta var ki o da tamlamalarla ilgili.
Şunu bir ayırt etmemiz gerekiyor... sözcükleri elbette ki hem tekke şiirinde hem tasavvuf şiirinde hem aşık şiirinde hem de çağdaş şiirde bulabilirsiniz... ancak tamlamaları ya da imgeleri eğer tekke şiirinde bulduysanız ben bu şiiri toptan çöpe atarım...
yani "mahrur minyatür" ya da "sırça mekân" herhangi bir şiirde geçiyorsa (tek tek sözcük olarak demiyorum) kesinlik bu cahilliğimden olmuştur ve derhal şiirden atılacaktır...
sevgi ve saygımla...
FilizBedük tarafından 9/28/2007 10:21:33 PM zamanında düzenlenmiştir.
Eh üstünden birkaç gün geçmiş, hakettiği övgüde de hakkını vermişiz şiirin elhamdülillah:) İmdi, sevgili kurulun Zengin kafiye tanımına takıldım, nerelerde zangin kafiye tespit ettiler, nerelerde tam kafiye ve nerelerde yarım kafiye? "özellikle zengin kafiye" şeklindeki açıklama kafiye konusunda acaba kafa karışıklığına neden olabilir mi okuyucu tarafından? Karşılıklı konuşamadığımız için bunların cevaplarını almamız zor biliyorum:) Kafiye düzeninden çok daha fazla, diğer edebi sanatlardan benim sayabildiğim onlarca tür ve her türden de birkaç örnek var bu şiirde ama dikkat çekmemiş bu elle tutulur, gözle görülür özellikler... Hadi şair saygısından dolayı bu kadar yorumla yetindi ama, yok muydu "yıldızlı" kırmızı kurdela:)
Sevgili çeşni... beni güldürdünüz.))) sağolun.))) Soyumun Arap olduğunu itiraf edebilirim.)))) 14'lü hece ve 7 kıta bir şiir bu... sizler dikkatimi çekince sizin açınızdan da baktım sözcüklere... ve en kötü ihtimalle 5 adet sözcük belki size yabancı ya da eski kalabilir... yani aslında çok da eski bir dil kullanmadım... buna rağmen sözlüklere bakıyor olmanız benim için sevindirici... Osmanlıca sözcükte olabilir... ben roman okur gibi sözlük okurum boş vakitlerimde... günde 5 adet bilmediğim kelime öğrensem, yılda oldukça fazla yekün tutuyor... ve takdir edersiniz ki diğer insanları düşünerek yazmam pek mümkün değil çünkü kim ne biliyor bilemem...
Sevgili Hikikomori... sevindim sizi burada gördüğüme ve ilginize... evet Antep'te de rahat duramamış, yine sorun yaratmıştım.))) Teşekkür ederim güzel sözleriniz için.))) sevgiyle kucaklarım sizi... Antep'e selamlar.))
Filiz Hanım, Sizi iki yıl önce Antep'te "Zeugma Şiir Günleri"nde tanıma fırsatı bulmuştum. O zaman da duruşunuz ve tavrınızla farklıydınız ve bende hayranlık yaratmıştınız. Şimdi de bunca derinliği böylesine içten ve sade bir anlatımla yansıtabilmenize hayranlık duydum. Kimine göre şiiriniz, kelime seçimleri itibariyle kavraması zor bir şiir gibi görünüyor yahut yaptığı telmihleri tam olarak idrak edebilmek için belli bir birikim ve altyapı gerektiriyor olabilir. Ancak bu şiirin esas sihri -bence- okuyan herkesi, farklı algılamalara ve yorumlara rağmen, aynı heyecan ve duygu fırtınasında buluşturuyor olması...
Tekrar tekrar okunacak harika bir şiir... Yürekten kutlarım...Saygılarımla...
sen de erit dilini, sende konuşma anne.. bir dize bile bazen şair olmaya yeter kanımca... ama bazen biçim içeriğe kurban ediliyor, elbiselerini yırtan bir şiir var artık,çığırından çıkmış bir neslin ve dönemin ruhunu kafiyeler kaldıramaz ne de bizim tahammülümüz buna tebrikler
ama anladıysam arap oluyum hoş eminim anlayanlar ancak arap olmalı ... TDK sözlüğüyle okumaya çalıştım bazı kelimeleri bulamadım kerre ...vs bulduklarım arapça yine de çok başarılı bir çalışma olduğunu itiraf etmeliyim türk edebiyatı olduğu kadar arap edebiyatına da mal olacak bir eser... ben 21 yüzyılda yaşadığımızı hatırlatayım ne olur olmaz...
saygılarımla
çeşni tarafından 9/27/2007 10:22:41 PM zamanında düzenlenmiştir.
Şimdi kurulu kutlamak bana borç oldu. Kutlarım KURUL ----- Filiz Hanım, bu şiiriniz Kabından taşar. Kalıcı ve mükemmel bir eser olarak yerini bulacaktır. Tebrik ederim tekrar, tekrar.
Beni yanlış anlamışsınız,şiirin çektiği işkenceyi anlatırken elbette celladın da kan ter içinde kaldığını anlıyoruz ama biz sadece şiirle ilgilenmek zorundayız,oda çektiği acıları hissettiriyor onu dedim,şiir ağlıyor yani...Tarzınızla bir derdim yok,güzelse bir şey her zaman güzeldir...bende güzel dedim,acı da güzeldir çoğu zaman...Büyütür insanı...saygı...
Özüme dek sürgünüm sonsuzluğun bağında. Bir mahrur minyâtürüm âşıklar kuşağında. O’ndayım ben, O’ndanım; dilim Yâr ocağında; sen de erit dilini, sen de konuşma anne!
- şiirlerimi genelde ney eşliğinde yazarım... öyle daha çok anlam kazanması normal olabilir.))) sılaya kavuşmuştur.))
-sözcükleri mümkün olduğunca günümüz dağarcığından seçmeye çalışırım ancak bazı sözcüklerin karşılığının olmaması ya da yeterince karşılamaması ya da ses düzeneği açısından kalınan mecburiyet, eski dili kullanmaya teşvik eder... orta yere çekmeye çalışıyorum...
-Sayın Karayel'i de anlıyorum... teşekkür ederim... şiire bakış açısı elbette farklı olacak... ben onun yazdığına "düzyazı" diyeceğim, o benim yazdığıma "zorlama iş" diyecek (faraza)... bunlar normal...
şiirin mengenelerden, çarmıhlardan, işkencelerden geçtiğini düşünüyorsunuz da yazanın nerelerden geçtiğini neden düşünmüyorsunuz.))) belli ki kavgası var bunu yazanın... hem şiirle hem de dünyayla...
günümüzün dilinde karma bir anlatım .. sizin tamamen kendi tarzınıza uygun kurgulanan bu şiire emek harcanmış ve şiirden daha çok yaptığınız yorumlardan anladığım
asıl önemli olan bu şiiri her iki dönemde de okunduğunda kimsenin bu şiiri sözlük yardımı olmadan çözülememe olması şiir adına üzüldüğüm tek noktasıdır
Aaaaa ama ben gerçekten mahcup oldum.) Ne diyeceğimi bilemiyorum... şiirlere fazlaca emek verdiğim doğrudur, özellikle de bu şiire... sevindiren şey emeğin boşa çıkmaması... ben ödülü, kurulun yazdığı yorum olarak adlediyorum... emeğinize çok teşekkür ederim...
Ödül, Hallaç, Seyyid ve adı yok yüzlerce yüce insanın ruhuna bir teşekkürdür...
Maşuğun aynasında billurdan bir zerreyim. ne kadar güzel bir ifade biçimi böyle ney eşliğinde şiirinizi okudum çok güzeldi, bide bu şiiri sizler ney eşliğinde okursanız daha bir anlam zenginliğiyle karşılaşacaksınız aşkı değil aşk olmanız dileğiyle şimdiden şiirlerinizin maşuğuyum bu sitede daha önce buna benzer bir şiire raslamamıştım paylaştığınız için TEŞEKKÜRLER...
.)))) iş daha da karıştı sanırım.))) en iyisi bırakalım dağınık kalsın / mı.)))
ama gerçekten teşekkür ederim.)) benim düşünmediğim algılamaları yapıyorsunuz... (minyatür'ün anlamını "örnek" olarak açıklamanızın dışında) Gerçekten de kurduğum sözdizimi sizin baktığınız gibi de algılanabiliyor... yeni farkettim ben de.))
"benim mahrur bir minyatürüm aşıklar kuşağında" anlamını veriyor dize... oysa ben bizzat kendimi minyatür olarak nitelemiştim... ama sizin algılamanız da doğru...
şiirin başlığında dediğim gibi... ben de ağzımdan kimin konuştuğunu bilmiyorum aslında.)))
Aynı anlamdan farklı düşünmüşüz demek ki, ben mahrurunuzun(mağrurunuzun değil elbette ) minyatürünün dahi aşıklar kuşağında olduğundan bahsetmenizi, Ondayım, Ondanım kısmını da katarsak bir üstelenme olarak algılamıştım oysa sanırım minyatürüm derken "benim küçük bir örneğim" anlamında değil de kendinizin "minyatür" lüğünden bahsetmişsiniz.. fazla mı karışık oldu ne.))
Bahsettiğiniz spesifik bilgiler bilinmese dahi okuyanın zihninde yaptıracağı çağrışımlar açısından doyurucu buldum çalışmanızı.. saygıyla..
Hımm.. anlaşıldı... anlam sıkıntısı... aslında biraz da terim sıkıntısı...
mağrur ile mahrur ' u karıştırıyor olmayasınız? Sanıyorum öyle...
mahrur: için için yanan ya da içi yanan ya da içten yanan anlamını taşır... dolayısıyla dediğiniz gibi bir çelişki olmaz...
Dediğiniz doğru; bu bir birikim farklılığı da olabilir... bu şiir tasavvuf destekli olduğu için sözcükler de bu yönde kullanıldı...
örneğin "kafa yoranlar" dediğimiz 11.yüzyıl civarlarında İran'daki filozof, profesör ve aydınlardan oluşan gizli cemiyeti bilmezseniz ne dediğim de anlaşılmayacaktır. Ya da avesta metinlerinde de geçen "ışık teorisini" bilmezseniz neden ateş değil de ışık sözcüğünü seçtiğimi bilemezsiniz...
birikim, bir ilgi ve yaşayış tercihidir... bu yüzden herkese göre farklılaşır...
çok teşekkür ederim ilginize ve eleştirinize... sevgi ve saygı ile...
İlk bakışta anlam olarak takılıp geçmiştim Filiz hanım; gayb ve kuyuya, benzer anlamlar yükledim şiir bütününe bakarak, o açıdan "mektupname" türü bir ikileme algıladım.. Bir mahrur minyâtürüm âşıklar kuşağında. O’ndayım ben, O’ndanım; dilim Yâr ocağında; mısralarında "dilim Yar ocağında" benzetmesinden kastı "gönlüm Hakk 'da" olarak değerlendirdim," Yar" kelimesinin büyük harfle yazılmasına istinaden..Dolayısıyla mahrur sıfatını kendinizi yüceltme olarak kullandığınızı varsaydım, oysa alçaltma olması şiir ruhuna daha uygundu.. "minyatür mahrurum" gibi örneğin.. Bütün bunlar tabiidir ki bana algılattığı şiirin..Şair çok daha başka şeyler söylemiş olabilir, onun birikimi ile ilgilidir algılama farkı.. Bilvesile tekrar tebrik ederim bu güzel çalışmanızı..
Serbest te iyi yazıldığında güzel ama hece şiiri hele de ustaca yazılmışsa bir başka keyif bence.... Ve ben hem içerik hem teknik olarak harika bir şiir okudum.Kutlarım gönülden..Selam ve Sevgimle...
“Kafa Yoranlar”danım; bilmeden seçemezsin. Işıktan gömlek lâzım; pişmeden biçemezsin. Bu âteş deryâsını sal ile geçemezsin; sen incecik bir mumsun, sîneme düşme anne!"
Şu ana dek okuduğum en iyi şiirdi bu..Tebrik ederim..
Erol Beye özellikle teşekkürler dikkatinden ötürü... çok haklı... oralarda kafiye zaafiyetine düştüm, daha doğrusu bir seçim yaptım... ya demek istediğimden vazgeçecektim ya da teknik açıdan mükemmel sayılabilecek bir şiir yaratacaktım... şiiri kurban etmek yerine kafiyeyi kurban ettim (fazla değil ama topal bıraktım diyelim)...
mahrur ve gayb kuyusuna ne için takıldınız ... onu pek çözemedim... anlam açısından mı kakofoni açısından mı? belirtirseniz açıklarım...
teşekkürlerimle...
FilizBedük tarafından 9/26/2007 9:43:51 AM zamanında düzenlenmiştir.
FilizBedük tarafından 9/26/2007 9:45:42 AM zamanında düzenlenmiştir.
FilizBedük tarafından 9/26/2007 9:57:34 AM zamanında düzenlenmiştir.
Çok değerli bir çalışma.. Zengin kelime dağarcığı ile mistik açılımlar denenmiş.. harzar/kazar/mezar, sırça/hallaca/paramparça kafiyelerine "mahrur ve gayb kuyusu" na biraz takılsam da bütün içindeki ahengi bozmamış.. Tebrik ve saygıyla..
erolbasci tarafından 9/26/2007 9:27:42 AM zamanında düzenlenmiştir.
“Kafa Yoranlar”danım; bilmeden seçemezsin. Işıktan gömlek lâzım; pişmeden biçemezsin. Bu âteş deryâsını sal ile geçemezsin; sen incecik bir mumsun, sîneme düşme anne BUGÜN OKUDUĞUM EN GÜZEL ŞİİR KUTLARIM YAZMAK SİZE YAKIŞIYOR Gönül soframa beklerim efendim
Bu şiiri ilk okuduğumda hüzünlenmiştim. Her okuyuşta daha da artıyor manası. Beni aşar da herkesin değerini takdir edebileceğini de sanmıyorum. Anneye hitap ederken kendine, sevgiliye ve Hak''ka da sesleniyor. Tebrik ederim. Yüreğiniz var olsun.
“Kafa Yoranlar”danım; bilmeden seçemezsin. Işıktan gömlek lâzım; pişmeden biçemezsin. Bu âteş deryâsını sal ile geçemezsin; sen incecik bir mumsun, sîneme düşme anne!
“Kafa Yoranlar”danım; bilmeden seçemezsin. Işıktan gömlek lâzım; pişmeden biçemezsin. Bu âteş deryâsını sal ile geçemezsin; sen incecik bir mumsun, sîneme düşme anne!
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.