Ağır felsefe. Herhangi bir vatandaş okuyunca ilk başta beşeri bir aşkın anlatımı zannedebilir. Bu bakımdan biraz rizkli. Çünkü çok sevilen bir insanın kapısını Allah'ın(cc) överek vaad ettiği en büyük nimet cennete tercih etme anlamı çıkarabilir. Fakat şiirde esas itibariyle var olan şey başka, ilahi aşktır.
Burada ruh cenabı Allah'ın bize üflediği kendinden bir parça olarak düşünülmüş ve esasen kapısında durulan Allah(cc)'tır. Allah sevgisi ve rızası için cennetin güzelliği ve cehennemin dehşeti görmezden gelinecek kadar küçüktür. Yeter ki Alla(cc) razı olsun, gerisi önemsiz anlamı vardır. İtikadi bakımdan insan düşüncesinin ulaşabileceği azami düzey şiirde dile getirilmiştir.
"Yunus Emre'nin "Bana seni gerek seni" dizesi ile aynı anlama sahiptir. Bu durum kesinlikle Yunus Emre'yi taklit değildir. Söyleyiş tamamen özgündür. İtikadı tam olan her Müminin ulaşabileceği düşünce aynı olacağına göre; söz üslubu farklı olan her şiir özgündür. Konu zaten değişemez ki, çünkü Allah(cc) birdir.
Parmağımı klavyeden çekemiyorum, yazacak o kadar çok şey var ki... Ama ben bunu başarmak zorundayım, çünkü daha fazla vakit almak ve meşgul etmekten utanç duyarım. Saygılarımlasınız...