12
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1461
Okunma
ateş kâğıda düşer
kör olur
kâğıt bir gemi
altı mavi üstü ateş
kördür görmez
vurur ve oturur
ateş sönende
kap/kara bir satıra
sevgi düşmanları karşıda
ateş!
hasret bir kıta karşıda
fora!
ekmek bir göz karşıda
kara!
ilk dönenler
“yoktu kimse”
kör…
cefa hastasıydı gönül
nasıl görmeye kıysın
elden bitme yerden solma
sevdaydı bu alna yazma
koydu gönlü yoktan bir usla
ah dedim yar
sen de olsan…
ateş…
bir gardaş özledim
sonra
babayiğit görünür
yağmurun gözlerinden
kutsanmış
o da bana çekmiş
ey gardaş ateş
bir baba özledim
sonra
şuramda tepinen kalleş
baba yarısıdır el kalkmaz…
yokluk tarlasında bir anızlık ateş
görünmez ki içten yanar
bir ana özledim
sonra
ay büyütürken saçları
Yemen’e giden bu son türkü
kaçırma gözlerinin yaşlarını
gitme vakti
yanık tarhana çorbası gibi
damarıma kokan elleri
sarılası gelmiş/istermiş
ayakları üstünde
şuursuz bir cennet bekçisi
yol verin
ey ezilen insanlar
üstüne koyun varsa bir ay bir yıldız
ana altını yakar
ne de olsa onun da eli ateş
sonrası hep yanlış
yar koyunu özledim
kanatsız martıların ekmeği
koş kaptan gemi yanıyor
battı batacak suya
gemi…
yeter be
dumandan kaçıra kaçıra
ateş getirin bana
sulardan çok geçtim
çok üzgünüm çok
kaptan
iskele babasız
gönlün tutunacak yeri olsa
yakar mıydım onun ellerini
kör…
bilmezlerdi ki
yalan söylerken kara çocuklara
attım bu çentikleri kafatasıma
hep seslerini duydum
aklım karıncalandıydı oysa
her düşün altına baktım
yoktu kimse
ranzama kurulmuş kara günler dışında
bir ateş nüshası gönül
tek kölelik aşktan kalan
ya ben körüm
ya da
kimse yok içinde
kendimden başka
ötesini sorma...
ötesi bir ateş yağmuru
ötesi bir yanık tarla kokusu
ötesi ayaklar altında bir cennet
ötesi demir yutan seyyah bir koy
ve enötesi bir ses ki kaybolmakta
bir memleketin hudut kapısında
varmaya yeminli
kâğıda yamalı dilsiz bir gemi
altı mavi üstü ateş
çizmek kolay
siz söyleyin
ey ezilen insanlar
içine en fazla kaç kişi sığar?
içinde en fazla kaç memleket yanar?
ateş…
kör…
gemi…
önüne bak ateş
kör müsün?
ateş kör olmaz
kâğıda düşse de kâğıt gemi olmaz
altında da mavi yoktur
üstünde ateş hiç...
kâğıt yananda kara bir satır da kalmaz
kalan küldür
hepsi hayal hepsi kör ateş tanrısına
adanmış aşk çürüyen koy/un
ki gerçekte yok öyle bir şey
sadece
bir ben ve ben sönende bir kâğıt
gel “kara satır”
sön sen de ben/de ateş
“oofff”