2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1191
Okunma
Bana bilmediğim bir şey söyle
Kentin ıssız kaldırımlarında nefesin
Öyküsü yazılmamış birkaç hayalin
Vazgeçilmeyen türkülerin adını.
Tutunurken her dem gülüşüne
Unutulan bir mazi olsun diye böyle
Güvercinler uçuran ellerin
Başka bir dünyadan gelmişçesine
İyi uykuların çileli kadınları gibi
Yorgun bedenine atıp saatleri
Hepsi birden susacağın yüreğine
Ait bir şey söyle...
Hepsi birden topu topu birkaç gün ömrüme
Hemen hemen hep aynı çiçeğin kokusunda
İyi kadınlar besleyip gözlerinin kuytusunda
Saçlarına ait bir destan söyle ...
Bana,dönmediğin bir dünyaya dahil ettiğin
Islak gözleriyle güneşi ısıttığım kaderinde
Akşamüstünün vişne rengi şairliğinde
Etekleri yanmış bir milletin sesiyle
Irkı olmayan aşklarımın resmine bakıp bakıp
Hiç bilmesem de:
-Biri var beni ağlatan sesiyle
güldürenlerden daha çok sevdiğim’
diyen, şirin sözlü güzelin moraran dudaklarında
Bir kentin tarihini okuduğumuz gözlerimizle
Ardından yalvaran yalanların küskün zaferlerinde
Bir şey söyle bilmediğim, bir şey...
Nasıl olsa gemiler en fazla on dakikaya gecikir karşıya
Yolcular bilmese de;
Martıların yuva kurduğu filikalarda
Bir şey söylemeni dahi unuttuğumu
Unuttuğum dün itibariyle
...
5.0
100% (4)