... bu yüzden sen;
gözler, önünden geçerken uğradığı yerlerde
tekrar anımsanıp ve yeniden yaratılan bir mazinin
geçiş merasimi olacaksın, içimde titreyen...
ürküten çağrışımların sesleri eşliğinde gelen harfler
kelime kelime cümle cümle geçerken bir yaralı yüreğin kalbinden
akan kanlardan bir hüzün hüzmesini yüreğimize bırakıp gidecek..
ve...
alsak biz (o) nu
gözümüzdeki yaşı silermi, yoksa isi mi kalır siyahının..
alsak omuzlarımıza yüreğimiz hala üşürmü..
oynasak biraz kırılganlıkla hiç yüzümüz gülermi..
ne hoyrattır hatıra ve ne zalimdir hasrett
özlemek diye acıtan hançeri sokunca sol yanımızdan
katılır kalırız; nefes alsak içimiz yanar, almasak boğulup gideriz...

EYYY CANNN!!!
değişmeyene alışır insan, değişendir acıtan..

cann bildin değilmi; sırılsıklam ıslanmışım ve hava ne kadar soğuk..

nasıl üşümüş yüreğim bir yokluğun kesici ayazında...

yokluk;
hiçliğe düşmenin telaşı, varlığın kayıp gitme korkusu
nedir karanlığın soğuk yüzü, yüzleşmenin ecel teri
o kadar çokki neyi nerden tutup da hangisi öne sürülecek,
unutmak olmasaydı infilak ederi düş,
"umut" olmasaydı hayat çekilmez olurdu ....
"unutmak" "ummak"

olacak ve akacak, yerinde durmaz zaten
hatırlama anımsama ve bunun ardına gelecek olanlar
yarına ve sonrasına saklıdır zaten..
her kim, "ne olur" dese müteesir olurum ve gözüme pus çöker
sende kalsın gözyaşı, hicranınla sil
öylece aç gözlerini ve yüreğini koy ortaya
alınsın sende kalmayan bahar, bahar gözlerinden ..

.../...