11
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1173
Okunma
/kibre düşen nefis
dünyaya meydan okuyamaz saltanatıyla
üstümüze giydirilen deri tapuludur toprağa
soyunup çıkaracağız Tanrı istediğinde
ve yaşamı kılan ruh/ içimizde
sıkışıp kalmaktan kurtulacak
bizden kalan hoş bir sedâ
eğer varsa! /
ne çok karanlık var oralarda
ne çok kayboluyor içinde onca insan
ne çok hakikat
ne çok hak /karanlıkta
nasıl da yalnızlar geride kalanlar!…
ve
yol atı rahvan olmadı, doğdu doğalı
ömrünün ayaklarında kalan darası
yarındaki karanlığa koşmanın dinmez sancısı oldu hep
bir ışığın nefesini bulmak
güne yetişmeye çalışıp
koşmaktan
ve akşamı yaşamaktan yorulup
erken büyümüştü çocuk!
omzundan atamadığı tek kişilik yüktü kader
geçmişin içinden dökülemeyen
bugünü bulma çabası/ boşluğu…
duyulmadı ilk çığlığı
gürleşmeyen soluğuyla
gözlerindeki acı nem aynı nem...
gitgide solarken sabır çiçeği
gün ışığıyla yıkanmamış yüzündeki avazı
sürmede hâlâ son çığlığında...
şen şakrak
hayatla bakışmak
bazıları için ne güç Tanrım!
Hâdiye Kaptan
c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.