2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1307
Okunma

Uçsuz bir düğümüm ben,
feri silinen gözlerimde tövbeli düşümsün
Kaça bölünür aşk,
hangi sevinin katlinden yarılarak göğsüme sokulursun?
Anlamın çürük harfleri tanımlar mı seni,
neden düşündükçe seni dudağımı ısırtırsın?
Hangi rüyanın rahminden damlar sevda hurafesi,
neden göğsüme her gece bir gül gibi sokulursun?
Kırıldı mihrabım, kırıldıkça onardım,
ayrılığın kekre bulutlarında geceleri çok ağladım
Üşüdükçe örtündüm aşkı üzerime,
buruşturup attığım kâğıtların arasında hep kayboldum
Kimseler okumadı arzuhalimi,
seni bekleyişlerin terk edilmiş köhne limanlarında ıslandım
Siyah geceler biriktirdim sana,
gözlerinin ılıman iklimlerinde adına mağrur şiirler yazdım
Bir bezirgânım,
kendi labirentimin içinde dolanan, çıkış yolum yok
Ben bezirgânım,
kendi düşlerine avuç açan, bir iç ağrısına yüreği tok
Ben aşkım,
Mahpusluğunu bitiremeyen, söküğünü onaramayan
Ben aşkım,
iliklerime kadar sevda ve sevgi,
ebediyet olsa da bunu asla yaşayamayan
Bu aşk bataklığında ah,
ritimsiz acıların kurumuş ağaçlarına her gün çaputlar bağlayan
Irgala bedenimi,
gezgin ırmaklara at istersen çürümüş bedenimi
Boğazımda isyankâr bir yutkunuş,
dudağımda zoraki bir tutunuş
Hangi yol getirir seni bana,
bekleyişlerin yitik adresini sorma
Düşlerin ırmakları aktıkça,
bu sevginin denizleri parladıkça
Kavlini inkâr eden bir yol bulup gelirim mutlaka yurduna.
Selahattin Yetgin
5.0
100% (2)