5
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1537
Okunma
’hiç kimseye ölümden önce mutlu denmemeli’
hiçbir aşkada ayrılıktan önce güzel
Sessizlik istiyorum ardınsıra kararan gündüzlerde tövbeler için
ve de susmak adına
bir daha anmamak için sonsuza kadar
Bir ses düşüyorum sebepsizler kervanından
’zor yaşamak’
rüzgar güvercin ayağında gözlerin
yitirilmiş bir cenneti arıyor kirli ellerimde
seher vakitlerinin uykuya zapt edilmiş yanı
mehtabın gölgesi ’ağlamak’
yeminler edesim var ölmelere
pusu kurulmuş bir yarın penceresinde
ıslanan kirpiklerin kadar aziz gökyüzü
yağmurun hasret bıraktığı şehirler kadar garip
sen kokan toprağında bir sonbahar
adını vuslattan silesi fırtınalarda
iki asır ayrı kalınmış bir hikaye kadar
yağmurun yağdığı saatlerde daha iyi düşünüyorum
tüm müstenalığında efkarından uzak ’yaşamanın’
dalıp gidiyorum beyaz dilekçende itirazsız hasretlere
ne varsa senden yana
onlar kımıldıyor hantal vücudumda
okşamak için eğilirken secdesinde ’yakamoz’
aynı ürkek gitmeler doluyor bekleyişlere
aşk kitabında kurumuş kırmızı bir gül
içime süzülüyor umutsuz günlerden usul usul
’can’ deyişlerinde çıkmaz sokaklara sürükleniyor
deli yağmurlarda yollara düştüğüm akşamlarım
ela gözlerinde kader yanaşıyor ömür kenarında
gözlerim kapanıyor
kirpiğimde özlenen şehrin türküsü
’elvedalar’ hiç yakışmıyor, hiç hem de
aralanırken sokaklar karanlık dehlizlerde
yılların beklediği bir nur kıvranıyor ellerimde
özlüyorum hüznün siyahını derin sevişmelerde
akarken gamzelerinden gözyaşlarım
sessizce
takvimleri ilikleyip sensizliğe
uzatıyorum saçlarını kederin gözlerimde
başı öne eğik çocukları takibimde
ödü kopuyor ’ölümün’ sağanak mevsimleri
aşk kokan nefeslerimizde çarpışıyor sema
kırık bir küpeni takıp narin kulağına
koklatıyorsun göçmen kuşlara
ıstırabında merhem olunmamış yakarış kalıyorum
odamda bir tek arzu ’kenar mahallede yaz sineması’
yedi mevsim, yedi bin renk karşlıyor Kasımları
işlenmeyecek bir aşk seher yellerine takılıp
günahkar tesellileri ısıtıp demliğin sıcak telinde
mizanı uçuk nakışlarda ölümle beraber dolanıp
’can kırığı’ mürekkep arzusunda göğe
kirlendikçe paklanır yüreğim çektiği sıkıntıda
ben aynı hayale uzanıyorum çimlerin üzerinde
ben şairi değilim demliğindeki çayının
bildiğini iyi yazıyorum
sonra bereketsiz bir şiir okuyup aynada ki senden
sessizliğini istiyorum birkaç dakika
diliyorum ki
sessiz kalmalı her şeyin
mesela gözlerin
ilk başta o sessiz kalmalı
yitirilmiş cenneti arar gibi
gözler kaderin yüzüne gülümsemeli
sonsuza kadar ’sevmek için belki de’
ne de olsa aynı ürkek soyunuşlar tarihimizde
farklı mevsimlerde doğmuşuz o kadar
belki de ben biraz geç
5.0
100% (9)