18
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
2640
Okunma

Göğsümün iliklerine işlerken yokluğu
şimo
Elinde tığ vardı
Ağıt,
Ağıt dağılırdım…
Cinlerin düğünlerine konuk olduğumdan beri
Esintinin sırtında kamçıyla koşan fısıltı
Az öteden günahlarıma seslendi
Kulaklarımı ilk defa öpen bir sesti
İrkildiğimde
Cinnetimin siması geziniyordu
Siluetim de
Gün/ahlarım çoktan tasalanmış
Merdivenlerini gökten aşağı
Sarkıtmıştı bile
Gök, kar maşası teninde çiğnerdi terimi
Sara’nın rüyasına mı bulaştı yine
Hissel askıntım
Cinnetime arsız haykırış
Kulaklarıma fısıltının soluğu
Eski bir mecmuanın yalın haberi
Gecelerdir adını sayıklıyormuşum
Ay askıntı, gözlerinle gülüşürken
Cinnetime dolanan fısıltından beri
Sözlerim karttaki hışırtı
Yokluğunla öylece bakıştı
Ömrümün sızlayan ezgisine…
Cin, tenime der
Fısıltılı ses yok diye
Isınmış yokluğuna dokun bak
Fısıltının elleri kan revan
Selsimden bir çığlık
Aşk, kal senime…
Cinnetimin fısıltısı sen git terkine
Bulaşma artık uyuyan eskime...
sinan şeker