1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1478
Okunma
Gözleri varoşlarda kataraktlı bir kentin
Martıları. Karabatağın göğsünü göğe anlatmakta
Ve küçük işletmelerin işçileri sevgilim
Kırda kırılan bir direnişi hatırlamakta
Zorlanıyorlardı. Rüya bu ya
Bir kadın. Saçları taranmaktan usanmış
Kayaları. Bir kadın kaynak sularıyla yanmış
Ayaklarını anlatmaktan çekinmiyordu
Doyumsuz bir adamın ısrarla kristalleri
Kırdığı yerde
Götcebimde
Ayık aklı ile dünyaya alışamayan
Delikli bir banliyö bileti. Paçalarımda
Paramparça aşklar ve köpekler. Tutup
Babamı öpüyorum yok yere
Bunu bütün gerekli intikamlar
Gereksiz buluyor
Beni baldırları ellenmekten morarmış
Bir trabzan tutuyor. Hayal meyal
Sevgilim beni tartakla diyorum. Amanolur
Oramdan ısırma demeye kalmadan. Orada
Geçkin bir kelime kemikleri kaynamayan kalbe
Üç kerre öpülüp ıslatılmış bir heceyle sarılıyordu
Uçuruma bakan meyhanede. Biri
Birdenbire ıslanan yerini eteğine silince
Nihayet. Bir makamın adı kötüye çıkıyordu
Bu ne kadar sürdü bilmiyorum
Ama vakitlerden. Uzunzamandırdı
Ben seni en son
Kasatura körfezinde batırmıştım etime
Etimde toz toprak içinde bir deniz vardı
Hırpalanmış bozkıra karşı. Karşılıklı oturuyorduk
Dudağında içkili bir manastır. Gözlerinde
Gökten dolan ırmakların saf suyu. O sırada
Akvaryuma kaçan köpekbalıklarını bizden
Bir ninni koruyordu. Erketede nedimeler
Kanserli beni bölünmeye zorluyor
Ellerinde büyüyen o aylak intihar
Soytarılığa yelteniyordu
Ben yırtılsam boylu boyunca diyordum
İçimden içini erken dökmüş ejderhalar fırlasa
Yüksek topukların yokmuş gibi sen. Korkusuzca
Bir ceylanın ayaklarıyla koşsan onlara
Onlar o kayalıklarda. Gizlendiği gazelden çıkıp
Beni. Bende donunu unutan o kadını
Yeniden sevmeye ayartsa. Gidince
Donuk yüzümde felç olarak kalan kadını
Kaldırımdan çığklıklarla sökülen
Kaldırması ağır taşlar taşımıştı çünki
Güya. Bu bir rüya
1282bin11İst.
5.0
100% (7)