23
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1634
Okunma


Bu şiirin öyküsü benim arınma öykümdür..
Kalp nakli sırası için Ege Üniversitesine başvuran aileyi evimde misafir ettim. Kahvaltı masasında baba fenalaşınca ağlayan çocuğu kucağıma aldım.
VE
o an anladım ki..........
*şimdi en kanadığım yerden susacağım.. K.T
dudak dudağa gelmiş geceyle şafak
uzaklaşma kalbimden Tanrım
kirpiklerim yıldız yanması
ağlarım
saçlarıma düşmüş ay
dizleri kanar
ellerim kucağımda somurtmuş bakınıyor
an gibi kalmışım sonsuzlukta
kim kimin başını okşayacak
yukarıdaki tek bulut savaş diyor
Çınar ağacım balkonuma gülüşler hışırdatıyor
kuşlar güleç çocukların masallarını anlatıyor
kuşları dağlara götür rüzgâr
ben öperim özlemlerimi
keman sesinden dinlerim çırpınan kanatları
tenime giyindiğim o sapsarı ürperişle
soloya durmuş boğumlar
ay bile şimdi sükutta
yaşam doldur boşalt, doldur boşalt
karınca sırtında bir su bardağı
bundan böyle
sudan sebeplerle
kaçamam ölümlere
sol yanım üşüme
söylen, susmasın dilin
gece oldumu korkmasın şiirler
diretebilsin sevgi sevgi diye
kaldırımlarda çilekeş kunduraların sesleri bitince
dönüp bakmaya cesaretin olsun
dudaklarında aynı ezgi ile ezilenlere
bu memlekette
suskun
sevilir hüzünler
bedenimizde tüten her renk dağılırken göğe
Nazımlar
Ahmedler
ağladı hep yerimize
çarpmasın kaderin tokadı hiçbir pencereye
akşam elleri dolu dönen babalara
bayramlık afacanlıklarıyla
sımsıkı sarılsın çocuklar
ve kurumadan çiçekler
paslı çiviyi söküp attım içimden
artık biliyorum
herkes kendi benliğinin nuruyla arınırmış
5.0
100% (30)