3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1256
Okunma

Bir şiir kadar mı bu kadar mı tecavüz edilir?
Bir başka yer mi var,
Bir başka ayna mı var beni anlatan?
Hangi gitmek yakın eder ki gelmeleri?
Kaç yabancı hıçkırığa kurban edildim de,
Dilenci elleri Türkçemle hep aynı şeyi söyledim.
Uzun cümleler kilitledi dudaklarımı,
Sustum çoğu zaman.
Dilendim yılgınlığın elif-ba cüzlerinde.
Bir şeddelik yalnızlık esrikliğinde,
Düşüverdim uzatılmış bir isyanın Ya Hu hecesinde.
Anlatır mı öykümü saklanmaktan bıkmayan gözlerim,
Neredeyim, hangi seçimde beni anlatır şiirlerim?
Öykülerimi mubahlaştıran evliyam nerede?
Kimi zaman aruzların kuklası oldum, kolyesi hep pişti,
Varlığımın şiir defterlerine taciz edildim,
Yok oldum bir ara, tecrübe ettim vişne soytarılıklarını,
Hep taraf çekildim tuhaf laflarımın kırmızı güllerinde,
Yiten gülüşlerin yalnızlaşan sislerinde;
Kopyasını çektim dünden ebede kalan mutluluklarımı.
Çok konuştum, çok bilmiş dediler,
Sustum, pısırık deyip s..tir ettiler.
Ne suçum vardı ki, beni hayata küstürdüler?
Devası olmadı deryasında kokana mumların votkaları.
Cemreleri düşerken münzevi aşklarında muafsızlığımın,
Ağustosları yıkadım Eylül’ün ağşam serinliğinde.
Kırık avuntuların derin rüyaları sarınca yumruklarımı,
Düşlerin yerlere beni yıkıverdiği sebepler oldum.
Yok olmaya kinlerini sövdü bahçelerde gece bekçileri,
Edemedim, yapamazlığın terane kesifliğinde tekilleşip,
Sudan sebepleri yitirip, akıbetimin avına çıktım geceleri.
Komada kalmış imtiyazsız sihirbazların hecelerini okuyup,
Güldüm kendi kinimin yüzsüz can vermiş dualarında.
İşe girmek için okudum yıllarca,
İşe girmeye yakın soktular beni kiralığa.
Bu muydu hak edilecek, nedendi boşa giden seneler?
Sendeleyen kalemin bileti kesilmiş imge hoyratlığında,
Kendi yükümün altında ezdim omuzlarımın tünellerini,
Mizahıma kuş pisledi gecelerin rumuzsuz senfonilerinde,
İmsak vaktine yakın dualar uyuttu cenaze kapanışlarımı.
Doğruyu bildiğim lanetlikler ardınca,
Silindim mutantlığımın acıları arasında.
Abdı oldum söylemi kalmamış arzularımın.
Mendillerin duasına kanatıp gözlerimi yeniden,
Küsüşlerin nefretkarlığına sarıldım geceleri.
Derken bir rüzgâr parçaladı ilahsız günahlarımı,
Savruldum, geri bir avuntu buldum cüzdanımda.
Aldatmayı seven bir şerefsiz sayıldı şairler,
Güldüler, para için birbirlerini öldürten kâhinler.
Eyeri olmayan atlar misali berduş, bir sersemim şimdi…!
5.0
100% (4)