HALİT AKTAN eczacıydı
hem de gerçek bir eczacı
ilaçları havanda döven
elleriyle hazırlayan
cihan harplerinde
bir çok hastayı..yaralıyı iyileştirmişti
sıtmadan ya da hummadan
onun eczacılık yaptıgı dönemlerde
ortalıkta yoktu bu kadar eczacı
verdiği ilaçları
itirazsız kabul ederdi şifa arayanlar
fazla soru sormadan
sonradan bir sürü
genç eczacı türedi
halit aktanın müşterileri yine de sadıktı
onu terketmedi
halit aktan eşi olmayan bir eczacıydı
eski eczahanesinde
klasik tahta raflarda türlü tozlar..
türlü şifalı sular ve renkli alkoller
sadece satmek için degil
şimdiden gösterime sunularak
ikna ediyordu eczahanesine gelenleri
o bir ilaç sihirbazıydı da
halit aktan zayıflatıcı bir ilac da hazırlamıştı
adına halitak koymuştu
agzınızdan içmeye gerek yoktu
cebinizde taşımak yeterliydi
koydugunuz anda cebinize
başlardınız incelmeye
onun reklam yazısını da
asmıştı penceresinin bir köşesine
orada o eski eczahanede
başka şeyler arasında
türlü ot ve bitki çayları
havanelleri
çeşitli büyüklükte havanlar da vardı
ayrıca çeşitli ilaçlar hakkında da
koyu sohbetler yapılırdı
psikolojik bakımdan faydaları
ya da faydasızlıkları
anlatılırdı
ayrıca günlük olaylar hakkında da konuşulurdu
aşırıya kaçmadan
dedikoduya varmadan
çünkü kovardı eczahanesinden
dedikoducuları halit aktan
onun gibisi artık bir daha bulunmaz
kalmadı ki yeryüzünde onun gibisi
epey bir zaman oldu
vefat edeli
yaşamı burakıp topraga girdi
o da her fani gibi
oglu ali
tutmaya çalışmakta ise de yerini
bir çok havan ilaçlarının tarifi ve reçetesi
onunla birlikte topraga gömüldü
şimdi
bir çok çimen..bitki ....yeşillik ve agaç
fışkırmakta mezarından dışarı
tıpkı yaşarken dagıttıgı şifa gibi
saglıgında eksik etmediği dualar gibi
ellerini açıp gökyüzüne dua etmekte
kendine v e bütün insanlıga
halit aktan belki de
her zaman yaptıgı gibi
gülerek bizleri hala gözlemekte