1
Yorum
1
Beğeni
4,0
Puan
1440
Okunma
ben de tıpkı böyle bir ev düşlüyordum
fakat daha da büyük..agaçlara daha da açık
gündüzden az daha karanlık ve öglenden daha da yüksek
ve sen..ziyAretime geliyorsun..kapıya vuruyorsun
belki de bir sıcak süt
bir sıcak çay
ya da canın her neyi çektiyse
onu içmeyi umuyorsun
çünkü her gece koca bir içkidir
küçük bardaklarda sunulan
koca kopkuyu bir su gibidir
ivedilik ve yalnızlık kokan
hiç bir şekle ve kaba sıgmayan
bil ki bu çagrı herkes için degildir
çagrı mı aldın mı
çagrım ulaştı mı sana
lütfen evime gel..bana ziyarete gel
o öyle bir evdirki
yeşil yaprak ışıklarıyla aydınlanır
o öyle bir kitaptır ki
sahifelerinde kuş sürüleri uçuşur
orada ormanlar..vadiler ..nehirler vardır
hatta orada senin için
balık bile kızartılır
o öyle bir kitaptır ki
okunması çok uzun sürer
okunmaması ise saniyeler
bu da unutulmaktır sonsuza dek
işte öyle tuhaftır sahifeleri
orada başka hiç bir şey yoktur
sadece yalnızlık ve umutlar arkadaş olur sana
seni beklerken bir çok çörekler de yaptım
bu agaç evde seninle birlikte oturmak istedim
geceleri gece elbisemi giyerek
benim çagrımı... davetimi aldın mı
ivedilikle yazılmış
yapraklar solmadan
fikrim tam oluşmadan
bir fikir ki fırtınadan artan kara bir bulut gibi
yağmayan ya da gelmeyen
ancak sessizce ve inatla
devamlı belli bir yönde ilerleyen
sanki kara bir kitap gibi
uzun bir yaşamda okunacak
bir agaç evde
kapısı ardına kadar sana açık
umutla bekleyen
brenda shaughnessy
çeviri metin şahin
5.0
67% (2)
2.0
33% (1)