8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1579
Okunma
hiçbir gemi limanına yanaşmadı,
hiçbir vapur sana getirmedi beni…
hiç aynı yağmurda ıslanmadık ve
hiçbir güne beraber açılmadı gözlerimiz…
farklı kıtalarda bile olsak /oysa
son nakaratında
birleşecek bir şiirdik belki…
(teşbih-i beliğ …)
gerçeğimiz olamazdı, biliyorum
gerçek
olamayacak kadar / güzeldi çünkü…
güneşte tutuşmuş yanan bir gül goncası,
ter ü taze sabah serinliği ya da
içine düşen ışıklar gibi perdeni açtığında…
düşün ki
bayram sabahı uyanmışsın
üstünde yedi yaş halleri…
bayramlığın,
gıcır gıcır ayakkabıların başucunda duruyor.
aklında , öpülecek ellerin matematiği…
küçük bir kuş
tebessümler çiziyor yüzünün tuvaline….
işte o çocuk benim/ beni sevdiğinde…
ve sen daha fazla
sevilemezdin sevgili….
hastalıktan sağlığa geçer gibi/
bir neşe ve dinginlikle uyandığında bir sabah
ya da
ılık bir ilkbahar öğlesi
ıhlamur kokuları aldığında / saadetin
aktığını duyarsın ya içine ılık ılık
benim saadetim
kalbimi dolduruşundadır ancak
ta ki bana yer kalmasın içimde .
şimdi
küllenirken gecenin ateşi
maviliği süzüyorum kalemimle / göğün gözlerinden sabahına.
usulca sokulup, alnına , şiirden
küçük bir öpüş bırakıyorum
ve avuçlarına kırık bir düş/
pencerene yaralı bir kuş/
ve
bir dua bırakıyorum sana , yoldaş olsun diye yoluna…
şimdi hoşça kal deme vakti
bu son perde
bu son yağmur
bu son veda
ve son kez sana / hoşça kal
…………………masalımın kahramanı/
Son/suz……… aşkla…
glccbrn