4
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1419
Okunma

döneceğin zamanları düşünüp
taşıdım güneşleri gözlerinden
ılık ılık yağan düşlerimde
ölümlü şarkılar ile her gece
yağmurlarında kirlendi gülüşlerim
sürdü laneti senelerce...
kirpiklerinden evler yaptım o gecelerde
çok defa düşündüm gözlerini gönül sarayımda
istasyonda bir şef yakası kadar mavi
sevginin mutluluğuna kandım yorgun gözlerimde
usta bir terzi aradım gönlümü susturacak
resmini çizdim ay ışığında
doldurdum tüm boşlukları göz yaşlarımla
son sözün kadar kıyısı oldum sabrımın
akrep ile yelkovanın savaşlarında..
içimde takvimlerden yaslar vardı hep
denenmiş yorgunluklar
güneş tutulurken her sabahında ümitlerimin
yaktığın aşk kadar koyup gitti
ellerimde büyütüm sana ait martılar
inandığım masala küstü haykırışlarım
susuz kaldı yarınsı umutlar...
ve güneşim
düştü
atık bir metal kadar
artık
ne varsa aşktan yana denemediğimiz
benden yana yitik kaldı adına
çoktan gitmiş olduğun 8.40 vapurunda
5.0
100% (10)