22
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1574
Okunma

saymadım eteğinden dökülen gülleri
kadın
kaç aşk telef ettin yarınlara
ateş bırakan topukların musallaya koşarken
volkanlar düşürdüğün uykulara
ucuz sözcüklerden kaç ağır roman çıkar
hangi cehenneme ateş oldu riyakar dudakların
söyle
yaşamın en dehşet anında
aldırmaksızın zamana
ve
aynadaki sulu sepken bakışlarınla
denize nasıl da atladın yassı/beyaz bir taş sekmesi gibi
bindokuzyüz’lerin dalgaları
ve
nemrutça gülümseyen mezarlar ne kadar üşüttü
haziran düşerken tüy diplerine
// ... delik deşik bir resmin girdaplı çeperine
geri geri ilerledin belkide
lirizmi yüksek akşamlarda ...//
ve anımsadığım kadarıyla
cılız ışıkların erittiği gayrimeşru bir karanlıktı
çocukluğun
oysa
şairin asasıydı kalem
usanç yüzlü çocuklar çizerken ödülsüz günlere
gözyaşların keserdi mutluluk biletini
bırak
sakın sayma gidenlerin ardından,
görme ellerindeki çizgileri
odaklandığın kalın sayfalı yapraklar şahidin olsun
yaz şiirlerini dudağı uçuklu satırlara
ben okurum seni
Çiğdem Parlayüksel
5.0
100% (21)