26
Yorum
56
Beğeni
0,0
Puan
3618
Okunma


üç oda iç içe
tek koridor sakil gölgeler
soluğu kesik akşam karanlığı ve eve dönüş
gri cibinliklerle örtün beni
mor vururken camlarda ışık, perde uçlarında bir günlük kelebek hevesi
dudaklarım tarçın
parmaklarım yoksulluk
yanak çukurlarında sakla
ışık gözlüm çocuk annem,
soluğun ne güzel -domatese sapla beni ful çiçeği gibi-
sonsuz şükrüm
ebedi huzurum..
yaşlı şiltelerin hüzzam uykularında
alev kanatlı bir kuşum ben
senin yanında
kur yapan bıyıklı kedi, merdivenden çıkan hayaletler
birden bire alınan hediye
birden bire sev beni içim aykırı
aceleci güvercinlere inat
taklasız yaşamak istersem kalan yarımı
istemeden çıktığım yolda, din değiştirmeye zorlanıyorum
bilmiyorlar
aslında hepinizim-gözlerim silah
*
güneşin dönüşü gecikmiş başka baharlara
sarımsak kokar ekmeğin elleri
çocukluğum sefalet bilmez, bisküvi arası üçgen lokum
bir kibrit çakışıdır lüksü hayatın
damla sakızı ağaçlarından,
maşrapa sesine gizlenen anılar
minicik delikten geçen ihtimal göğsümde öykü külleri
ocak başı
anason kokusu, yanında babam
ve mangalda kalan acı isi..
bir iç çekiş bir yalnızlık yağmur öncesi
yeşil kabuklu cevizlerden
damağına bulaşır umut
salarsın sabah ayazına sevdanın rızkına düşen son heceyi
bilirsin ki
kolayına kaçmaktır nefret duygusu
öyle sonsuzdur ezanların imanı üflerken zaman
ötüşür yeniden öpüşen yıldız çiçekleri
hepinize aşk olsun geçmişin düşleri
yine beni unuttunuz
yeni yılda.
Çiğdem Yüksel