19
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
2091
Okunma

bütün aşklardan soyutluyorum seni
yalnızca sen olduğun için değil
benim olanı benimsediğim için belki
bütün ellerden soyutluyorum ellerini
benzetemiyorum öyle sadece beyaza, avuç içlerini
doğduğumda içtiğim süt gibi, ak gibi, tertemiz gibi
bütün gözlerden soyutluyorum gözlerini
şimşekler çakarken caddenin ortasında şimdi
aydınlık gibi, aklımın gözlerine yan-sı-ması gibi
bütün gelişlerden soyutluyorum gelişini
kapıyı açınca içeriye koşup perdeleri uçuşturan
hanımeli, iğde ve leylak gibi, bahar gibi, mis gibi
haziran içi, içime çekiyorum adı-mı-nın raks edişini
bütün huzurlardan soyutluyorum varlığının huzur iklimini
senden mahrum suretleri, yağmursuz topraklar gibi
şiirsiz kahraman öyküleri, yetim gibi, öksüz bir çocuk gibi
bütün gerçeklerden soyutluyorum somut gerçeğimizi
gitmeden gelmek için sevmeyi ve severken öğrenmeyi
belki azaldığımız yerde çoğalırken, damardaki katışıksız coşku gibi
bütün birlikteliklerden soyutluyorum ikimizi
daha başka diye değil, başka olmalı diye belki
içinden biz geçen her şeyi sevmek gibi
bütün seslerden soyutluyorum sesini
kimsenin duymadığı fısıltılar gibi
konuşulanlar değil, konuşulmayanlarda da bulmak gibi sözlerini
bütün aşklardan soyutluyorum aşkımızın sadeliğini
doğumumuza çok varmış gibi
daha başlangıcın rahmindeyiz sanki
bütün aşklardan soyutluyorum sevgilim
ikimizi, bizi, seni ve beni, mutluluk gibi kıymetli
hiç gelmeyeni yine de beklemek gibi , sonsuz hevesli...
fulya/haziran2011
5.0
100% (19)