20
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1510
Okunma

’kötülük görülmek istenmiyor, sözle kötülenmek isteniyor’
J. L. Godart
bir kaç mısra çok değildi
o şiiri dinleyip de paket paket nikotin ağlatmak için
dövüşmek için haklı bir davada
çok değildi hırsla kalkan yumruklar
öyle ya tanısaydın beni
siyahı bile severdin
neden siyah diye ezber ettiğimi
neden karalara büründüğümü bilirdin
ben hep kaldım orta yerinde umudun
sonra sövdüm, sonra sövdüm yine
sövdüm de ne oldu sanki
öldüm de, yine öldüm adam sayılmadığım başkaldırılarda
’hadi çocuk büyüme artık’ desem
dinlemezsin bilirim!
büyüdükçe küçülen heybetini görmezsin sadeliğin
terinden damıtacaklar emeğini şeffaflığa sokulup
doğruluğa sığınacaklar yanlışlara koyulup
anlasana artık çocuk!
anlasana harcayacaklar seni!
güneşe koşma !
yelken açma boşluğa
boşluklar seni kıstırır
çağırır nasırlı sancılara
’bastığın yerler’ sanırsın ki toprak
değil çocuk değil!
bedelini ödemeli ertelediklerinin
şehir değil, şiir değil, kaldırım değil doğru bildiklerin
intikamlara çoğalma sloganlarda
bağırma !
bağırma çocuk !
duymazlar işine gelmeyenleri bu dünyada
burjuvalar, yeni yetme özenti gençler
başında kavak yelleri esen erdemsizler
ne anlar ki kalbindeki yumrudan
koy ver gitsin çığlığını!
koy ver türkünü ıslıklara!
’delikanlı nüshalarını adam akıllı kirletecekler’
deme!
deme öyle!
kahrından ölecek sevgisizler
kimse kimseyi sevmiyor işte
hamiline ulaşmayacak bu gel gitler
heybesine kalp hastalıkları
poşusuna salgınlar dolduracak onlar
yayacaklar çoluk çocuk demeden
acımayacaklar!
seni mi hırpalayacaklar sanıyorsun bir tek?
sessizliğin canına okuyacaklar!
çünkü onlar çoklar
çünkü onlar tek atımlık ordular
yıkar mı bilmem azınlığı
ardında bıraktıkları adımlar ve gaddarca atılan kurşunlar
sen hedef olma çocuk, saçma savaşlarda
kim vurduya gitme işte, diyorum sana!
ama dünyada barış diye bir şey var!
UNUTMA !
ben gördüm / ben duydum
sen görme, duyma onları
aç gözünü çocuk
ama aç gözlü olma
doyur tok gezinen dünyanın, aç gözlü yetimini
bir yol en fazla nereye uzar yokuş aşağı kıvrılırken
nerede biter patikalar ormanı hiçe sayıp
sorma işte!
sen yola takılma, yürümeye koyul
gün gelip nasılsa kova-laya-caklar bekleyişini
öyle bir gün gelecek ki sen bile şaşacaksın
öyle bir gün gelmesin diye dua et çocuk
ellerini kaldır yaradana
yaradan hallice kabuklarını kanatma
nefesini üfle bir ’ahh’ çekiminde
ama nefesini tut bazen sabır gereken yerde
nefsini koru, nefsini salma doğru sandığın ikilemlere
iklimlerin de kafası karışıktır, mevsimlerin bile!
günah insanın en hakiki düşmanıdır
sen sevapları dost edin ruhuna
cennete koş, cehennem için yorulma
ahh çocuk dinle sözlerimi
kulak ver n’olur!
ben bu hayatta bütün tozları yuttum
diyorum ki sana
gözlerin çok acır gördüklerine
bir de sen çölleri yutma çocuk
dünya deviniyor kendi çukurunda
pusulan kalbinde
düşme çocuk
düşme pusulara
uyma sen yaz yağmurlarına, ıslan
ama ıskalama tenine uyumlu toprak kokusunu
çek içine çocuk!
çek içine baharın bereketini
ve elinden geliyorsa büyüme!
büyüyünce ne olcak sanki?
de hadi...
dudağını sarkıtma öyle
bildiğin varsa söyle
gözlerim kan revan
ben bir şey gör-e-medim
fulya/haziran2011