0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1495
Okunma
BIÇAK SIRTI ANLAR
Bıçak sırtı anlarda sorgularsın
Varlığının nedenini
Nefes alışının hangi cana armağan
Verişinin ölüm olduğunu…
Gitmek istersin meçhule
Bilinmeyene
Heybende çok bilinmeyenli denklemlerin
Kafa karıştırıcı çözümsüzlüğüyle
Kaybolursun köprü altlarında…
Ucuz şaraplarla
Ve sarma cigarayla birinden istediğin
An be an zehredersin hücrelerini
Yok edersin varlığını
Var ettiğini sanırken yokluğunu…
Derin bir ah çekersin
İçinden, derinden
Ciğerin en köşesinden
ne sevinçlerin senindir artık
Ne dudağındaki eğreti gülüş
Sararmış ve çürük dişlerini gösteren…
Gitmek istersin ya
Olmaz bir türlü
Bağlayanın yok
Yaşam iplerin kopukken hem de
Neden diye sormazsın
Bilirsin…
Sessiz avazlardadır
Yalnız senin duyduğun
iç yakan çığlıklardadır cevabı…
kimbilir kaç zamandır
bir el değmemiş saçlarında gezdirirsin parmaklarını
canını yakarak
acını duymazsın, saç köklerin kanar
kanar da ta içine akar
görmez senden başkası
ve silmez kanını şefkatli bir el…
neden sen,
neden ben demezsin çok uzun zamandır
çağlar geçmiş gibidir üzerinden
ay ışığı doğmayalı üzerine
ve güneş sırtını ısıtmayalı…
ucuz şaraplardadır benliğinin en ücra köşeleri
yalnız senin gördüğün…
kirli tırnak aralarını besleyen mikroplar gibidir artık
yüzüne bakıp da tükürdüğün hayat
kaçılası, orta çağ cüzzamlısı gibi
rengi kararmış ellerin bile daha temizdir
çirkef, iğrenç ve kalleş dünyadan…