16
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
5017
Okunma

Ah çocuk,
Masumluğuna mı yanayım,
Sırtındaki yükün ağırlığına mı?
Ayağına büyük gelen pabuçlar içinde
Bükülen bileklerinin telaşı ağlatır beni.
Ve ben sadece durur bakarım ardından
Kızgın bir çaresizlikle…
Sıkı tut yüreğini çocuk sıkı tut,
Uçmasın çırpınırcasına çarparken…
O kadar çoksun ki,
Her köşe başında senden var
Saçların dağınık, ellerin kirli.
Oysa düşler kurmalısın henüz,
Pembelikler içinde kaybolmalısın çocukça
Ve güneş doğmalı içinde
Acıdan ağladıkça…
Sıkı tut yüreğini çocuk sıkı tut,
Uçmasın çırpınırcasına çarparken…
Kim bırakıyor sizi köşe başlarına,
Ve kim alıyor karanlık çöktüğünde
Hangi ücradan gelip konuyorsun kimbilir
Şehrin ışıklı göbeğine.
Ve yiyemediğin o şekerleri
Doyasıya
Çocuk gibi çocuklara satıyorsun
Sıkı tut yüreğini çocuk sıkı tut,
Uçmasın çırpınırcasına çarparken…
Kahkahalarını hapsedip içine
Düşlerine ket vuran,
Küçücük ellerinden medet uman
Yalvarmayı öğreten zihniyet
Ve haysiyeti kalmamış medeniyet
Utanması gereken
Sen değilsin.
Sıkı tut yüreğini çocuk sıkı tut,
Uçmasın çırpınırcasına çarparken…
Gözlerindeki masumluk yok olmadan
Kin tohumları yeşermeden içinde
Anlam veremiyorken bu adaletsizliğe
Neden ben diye sormadan kendine
Dileğin güneşin doğuşu olsun sıcacık
Ve sen inan güneşe,
Uzat o minicik ellerini.
Sıkı tut yüreğini çocuk sıkı tut,
Uçmasın çırpınırcasına çarparken…
5.0
100% (5)