Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsan, ona hayallerini sor...

William James

[ ]

çimenler tepişir / filler ezilir
filler ezilir /çimenler tepişir

hayır hayır şöyleydi doğrusu;
’filler tepişir / çimenler ezilir’


Koca koca filler tepiştiler yine olanca ağırlıklarıyla, olan çimenlere oldu
Hiç utanmadılar çimenleri düpedüz, dümdüz ettiklerinde.


söylemedim kimseye
evvel gece öldüm ben
ne zaman çirkinleşsem
çirkinleşiyorum



/Başkaları için ne zaman birşey yaptığımı düşünsem, kendimden oluyorum. Öyle ki; derinliklerini sınarken neden sonra kendi denklemlerimi çözmeye yeltendiğimi ve herşeyi içinden çıkılmaz bir hale getirdiğimi farkediyorum. Ocağın üzerinde kokuşmuş ve ekşimiş bir çorba, tezgahın üzerinde boş bir sürahi ve baygın bir tasarruf lambası, ölü gözlerle bana bakan biblo kırıntılı yandan çarklı ördekler. Ahh! mutfağım hüzünle yaşanmışlık arası bir mengene..../





[ ]


pişmanlıklarımı bıraktım sana
bir kavuşma, bir ayrılık anında
ki buydu bizim özetimiz
hikayesi de yoktu bu şiirin
geleceğimizin olmadığı gibi


fesleğenler suya düştüğünde
ve ay kuruduğunda
rüzgar yapraklara esmeyi anlatırken
dönmeleri mıhladım adına


adın dilime yapışmış ziyafet
adın yıllanmış bereket
adın asırlardır rahmet


sana doğurgan özlemlerle geldim
söyle; b i r i k t i ğ i m
ağla viyolonsel !
-çığlığıma-
sonsuz oktavlık acı biriktir
-soluğuma-



[ ]


mayıs da bitti
seni getirdikten sonra avuçlarıma


bir çocuk özlemiyle dokun
sırrı ayyuka çıkmış puslu aynalarıma


ben sana nergislerin burukluğuyla
ben sana gelmelerin dudağına bıraktığı hünerli kıvrımıyla
ben sana anlamaktan yorulduğum
anlatmaktan caydığım hüzzamlarla


kıskanç tutkuların kıskacında
kalbimi kalbine hibe ettim


demem o ki;
ben sana gitmek için gelmedim







fulya/mayıssonuhaziranbaşı2011