2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2097
Okunma

I
Buğusunda emek kokan /oysa kirletilmiş kavgasında hep yenik düştüğün
kesik yarasından kan damlayan bir gül’dü, yüzünde gülümseyiş
oysa ki / güneş solgunu günlerde
bütün dertleri müebbete tutsak yüreğin
ağlamalara yenik düşmedi hiçbir zaman
nerelerde gizlenmişti bu gün bile bulamadım / yoktu sanki
ne zafer sarhoşluğunda ümitlerin
ne de kederinde dili kesik kavgaların
hakem hatalarında ekmeğine hükmen mağlubiyetin
gülümsüyorsun yine
karanlığı delen küçücük bir pencereden
kaçak giriş yapan mahpus damına /mülteci aydınlıklarınla
II
neden hiç ağlamazdın sen anne
çiçek bahçelerinde mutlu yavru kuşlar gibiydik
biz hepimiz
iki göz oda hepsi hepsi
duvarları yoktu sanki
güneş girerdi günün her saatinde
her noktasından virgülüne kadar
karanlığı bilmeyen özgür bir güvercinin kanadında
dünyadan kaçırdığın gök yüzünü dolaştırırdın bize
oysa ki kan ve barut kokusunda
sinsi bir alaca karanlıktaydı yeryüzünün sokakları
bir lokma bir hırka yaşarken
mutluluğun resmini çizerdik birlikte
beynine kan sıçramış kentin mahpus duvarlarına
sen, özgürlüğü öğrettin / ki bir başka dünyanın özgür ülkesinde /
III
sen özgürlüğü öğrettin anne
mahpus damında göbeği kesilmiş
doğmakdan sabıkalı
yaşamaktan suç delilleri sabit idamlık hükümlü
dördünün de daha gözleri bile açılmamış
o yavru kuşlara sen özgürlüğü öğrettin
IV
bir ışık ver anne gözlerim görmüyor
burası çok karanlık
sokaklarda bıçaklanmış kadınlar
her köşe başında ırzına geçilmiş kupkuru yaşamlar
bin bir emek var hoyratça fırlatılıp atılmış / çöp torbalarında
ağzı bağlanmış susturulan
sağımda solumda cesetler var / bir nefes ver anne
boğulmaktayım soluksuz savaşlarda
bir ses ver anne ,o ışıklı ülkelerden
karanlığa esir düşmüş dünyada
ağaçlar kesilmekte yerlerde sürünmekte
ağaçlar katledilmiş insan cesetleriyle dolu
kanadı kan göllerinde / kanadı her hanede kuşların
her yerinden kırık / çığlık çığlığa
mülteci kuşlar bile can çekişmede
sen de bilirsin ki
hiç bir film böyle hüzünlü bitmez anne
bitmez hiç bir şarkı en dokunaklı
ve en güzel yerindeyken henüz
yaşanılmış hüzzam makamının en ölümsüz yaşam bestesi olsa
bitmez, en acıklı nağmelerinin kucağında
sinsi akşamların soykırımlarına gebe
V
sen de biliyorsun ki
bu yol burada bitmeyecek anne
yüreğimle duyuyorum
çok uzakta bir yerlerde / ki
Bir şairin binlerce cam kesiği bileklerimden damlarken kaldırımlara
kanıyla tutsak edişini bütün tutsaklıklarında karanlıkları
bir kursun gibisine delip geçerken karanlığın içinden
ve henüz sürekli yankılanmakta olan sesleri
ve henüz sönmemiş bir mumun aydınlığını
ve o sese
ve ışığa doğru yürüyen insanları
yüreğimle duyuyorum anne …
sende duyuyor musun?
Mert YIGITCAN
01 / 05 / 2011 / pazar / istanbul
5.0
100% (1)