15
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2178
Okunma
…………………………………………………………………………………………………………………………………………
Ey Felek
Ey felek sen ile emr-i şerim var
Şamil kardeşimi nettin ey felek
Arzulayıp sılasına gelirken
Bent ettin ayağın tuttun ey felek
Aşıklar içinde pehlivan idi
Emsali bulunmaz bir irfan idi
Haddi kenarı yok bir umman idi
Kara topraklara kattın ey felek
Muhibbi dünyadan göçtü Şamili
Ecel şerbetini içti Şamili
Ruhu revan olup uçtu Şamili
Netice murada yettin ey felek
…………………………..
Aşık Muhibbi©
…………………………………………………….
1823-1868.Artvinİlinin Yusufeli ilçesi’nin Erkinis (şimdiki adı Demirkent) köyünde doğdu. Asıl adı Salih’tir. Küçük yaşlarda aşıklık geleneğini öğrendi. Zamanla güçlü bir delikanlı olunca da köylüleri Kaya adını ekledi. Böylelikle adı Kaya Salih olarak anılmaya başlandı.
Yaklaşık 16-17 yaşlarındayken, bir suçtan dolayı yatmakta olduğu Oltu Cezaevinde gördüğü rüyada birkaç pir elinden bade içerek aşık oldu. Aynı zamanda pirlerin verdiği kadehi, Esmahan aşkına kaldırmalarıyla Esmahan göründü ve sevdiği de belli olmuş oldu. Sonra da kendisine Muhibbi mahlasını verdiler.
Bu rüyadan sonra bağlama çalmaya ve türkü söylemeye başlayan Muhibbi dönemin en ünlü aşıkları arasında anıldı. Yazdığı ilk şiirini de Oltu’nun sorumlusu paşaya yollatarak affını diledi, kabul edildi.Muhibbi rüyasında görüp aşık olduğu köylüsü Esmahan’la evlendi. Ancak karısı genç yaşta öldü.
Uzun yıllar çeşitli yerleri dolaşarak geleneklere uygun olarak yaşayan Muhibbi’nin Aşık İdraki ile yaptığı karşılaşma günümüze kalan önemli örneklerden biridir. Ayrıca Coşkuni, Elfazi gibi döneminin bilinen aşıklarıyla da karşılaştı.
Bazı araştırmalarda Aşık Muhibbi’nin Hodlu Şamili’yle arkadaşlık, ustalık ettiği ve desteklediği yeralır. Bazı kaynaklarda ise Muhibbi’nin (1823-1868 ya da 69) daha genç olduğu ve Şamili’den daha sonra öldüğü verilmektedir. Bu anlamda usta-çırak ilişkisinden çok arkadaşlık akranlık, belki de tersi bir durum daha uygun bir açıklama olabilir.
Hodlu Şamili’yle uzun yıllar süren arkadaşlığı sırasında birçok yolculuk yaptı. Bunların en ünlüsü vapurla İstanbul’a gitmeleri ve orada karşılaştıkları olaylardır. Muhibbi, bir keresinde söylediği hicivlerden dolayı İstanbul’dan köyüne yollandı. Ancak daha sonra birkaç kez daha İstanbul’a gitti.
Aşık Muhibbi’ye ilişkin Adil Özder’in »Yusufelili Muhibbi, Hayatı ve Deyişleri« (1940) ve »Muhibbi ile Esmahan Hikayesi« (1976) adlı araştırmaları bulunmaktadır.
KAYNAK:© BeKa Sitesi
…………………………………………………………………………………………………………………………………….
)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-159-)(-)(-)(
………………………………………………………………………………………………………….
Büyük saz ve söz ustalardan biri olan Artvin’li MUHUBBİ,çok sevdiği can dostu,akranı,arkadaşı ŞAMİL’i ölünce,onun ardından yukarıdaki eseri yazmış ve söylemiştir.Ben de naçizane MUHİBBİ’nin ardından aşağıdaki eseri yazdım.Her iki ustayı da rahmetle YAD ederken,kabirleri nur,mekanları cennet olsun diyorum
…………………………………………………………………………………………………………
Kader seni haldan hala soktu dost
Muhubbi’yi yere çaldın sen felek
Ömür boyu ne acılar çekti dost
Bir onulmaz derde saldın sen felek
Kaya Salih mapus oldu bir zaman
Rüyasında bir kız gördü pek yaman
Paşam dedi medet sende el aman
Muhubbi’yi nasıl buldun sen felek
Affettirip mapuslardan çıkardın
Esmahan’la evlendirdin süperdin
Sonrasında niye geldin, apardın
Esmahan’ı, ondan aldın sen felek
Pirler bade verdi içti coş oldu
Aşıklık tahtına erdi hoş oldu
Çıktı meydanlara bir ateş oldu
Bağrını ataşla deldin sen felek
Aşık İdraki’yle söyleşip durdun
Coşkuni,Elfazi buy/run diyordun
Lakin Şamil’i yi çok seviyordun
Muhubbi ağladı, güldün sen felek
İstanbul’da bile söyleşmiştin sen
Şamili’yle birlik eyleşmiştin sen
Sazını hûşuyla çağlatmıştın sen
Sonunda onu’da buldun sen felek
Bu felek anında bilir hastayı
Hep yalnız başına yermiş pastayı
Saygıyla yad ettim büyük ustayı
Aşık Lüzumsuz’u bildin sen felek
Sadık Dağdeviren
Aşık Lüzumsuz
5.0
100% (9)