4
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1227
Okunma

kaybolurken gün teninde sessizce
yavaşça çarşafını topluyor deniz
huzursuzca kıpırdanıyor koynu
dalgalar geliyor önce kelebek kanatlı
aşüfte kalçası gibi çalkantılı sonra
ıslak nefesinde ölüm kokusu
asılıyor federico küreklere
kolları yorgun elleri ağlara vurgun
deniz azgın havada fırtına sancısı
ha koptu ha kopacak
kim bilir bu belki de son olacak
derin derin iç çekiyor deniz
savuruyor kırbaç gibi saçlarını hırsla
bir kez daha vuruyor, bir kez daha
acıyla can çekişen sandala
tanrım tuz da kokmuş su da
ölümü mağrurca tutarken avuçlarında
bağışlıyor federico tüm balıkların hayatını
korkusuz gözlerle bakıyor nereus’a
usulca koynuna alıyor deniz
örtüyor üstünü simsiyah bir yorganla
ve ay yüzünü örtüyor utancından bulutla
kesiliyor ağır ağır sancısı
diniyor göğsündeki gri fırtına
uyutuyor yüreğini deniz
şarabi bir hüznün koynunda
Nevin Koçoğlu
5.0
100% (12)