Okuduğunuz
şiir
8.11.2012 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Yemin Olsun En Son Üzüme
yemin olsun gecenin rahmini yırtan güneşe biz içinizdeki çiçekleri ne susuz ne de ışıksız bıraktık yine yemin olsun ki gözlerinizdeki iki damla tuzlu denize dokunduğunuz hazanı biz yaratmadık
aşk olsun aydınlığı boğan geceye “kayayı delen incire” ve şarap olan en son üzüme biz sizi kendi çamurumuzdan yoğurduk öğrenesiniz diye aşkın kadrini kendi yanmalarımızda pişirdik
seheri ışıtan yorgun uykulu yıldızlar aşkına biz cehennem ateşini sam yeli bildik kendimizden geçtik de sizden mi geçemedik
biz hiç bildiklerinizden olmadık bileceklerinizden de ne insandan yağ çıkarma derdimiz oldu ne taştan himmet avuçlarınızdaki titrek serçenin yüreğiyle sevdik ve her bir kelimeyle öldük
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
yemin olsun gecenin rahmini yırtan güneşe biz içinizdeki çiçekleri ne susuz ne de ışıksız bıraktık yine yemin olsun ki gözlerinizdeki iki damla tuzlu denize dokunduğunuz hazanı biz yaratmadık
aşk olsun aydınlığı boğan geceye “kayayı delen incire” ve şarap olan en son üzüme biz sizi kendi çamurumuzdan yoğurduk öğrenesiniz diye aşkın kadrini kendi yanmalarımızda pişirdik BU GÜZEL DİZELERİ YAZAN YÜREĞİ İÇTEN KUTLUYORUM EMEĞİNE SAĞLIK ŞAİREM SEVGİLERİMİ BIRAKIYORUM SAYFANIZA SAYGILARIMLA EFENDİM...
Ben rahatım rahat olmasına da Bu dil yaradanın dilidir sizin değil Ayrıca iddialı bir dil falan da değil bunu da belirteyim. Aynen dediğim gibidir. Şairlik hırkasını giymek her baba(ana)yiğidin de harcı değil. Maksadım polemiğe girmek falan da değil Zaten boşa geçirecek vaktim de olmadı hiç Birkaç defa okudum şiiri meâle de baktım merak etmeyin. Tekrar ediyorum Özgür olurken
Ben rahatım rahat olmasına da Bu dil yaradanın dilidir sizin değil Ayrıca iddialı bir dil falan da değil bunu da belirteyim. Aynen dediğim gibidir. Şairlik hırkasını giymek her baba(ana)yiğidin de harcı değil. Maksadım polemiğe girmek falan da değil Zaten boşa geçirecek vaktim de olmadı hiç Birkaç defa okudum şiiri meâle de baktım merak etmeyin. Tekrar ediyorum Özgür olurken
Sevgili nevin... gecenin bu vaktinde sayfana ilişen güzelliği görmenin keyfindeyim. çoktandır okuyamamıştım seni bu iyi geldi bana, tüm sevgimle şiir teneffüs ettim sayfanda, bu güzel paylaşımdan ziyadesi ile memnun oldum saygı ve selam ile...
Evet epeydir dişemedikte :) ama şiirleşememek ödenmemiş yemek borcuylada alakalı değil. :)))) sadece çok yoğun bir yaz dönemi geçirdim. çok çalıştım. şiirin güzelliğinden senle didişmeye vakit olmadı çok tebrik bıraktım sayfana, gözüm üzerinde olur inşALLAH. saygı ve selam ile...
Evet epeydir dişemedikte :) ama şiirleşememek ödenmemiş yemek borcuylada alakalı değil. :)))) sadece çok yoğun bir yaz dönemi geçirdim. çok çalıştım. şiirin güzelliğinden senle didişmeye vakit olmadı çok tebrik bıraktım sayfana, gözüm üzerinde olur inşALLAH. saygı ve selam ile...
Ulvi bir şiir ,tebrik ederim yürekten....Avuçlardaki titrek serçenin yüreğiyle sevdik tanımlaması çok güzel.Ama hiç bir zaman o yürekle karşılık alamadık.Her kelimeyle öldük..Hayatın ta içinden yüreğin derinliklerinden........Sevgi /saygı ...
Eleştirimi şiir üzerinden yaptım, şiire eleştirel yaklaşmak ülubum değil, her yazılanı önmseyen biriyim, yıllardır burada ve başka şiir sitelerinde şiire gereken ilgiyi gösteren ender üyelerden biriyim..
şiirin ideolojisini inceleyen ve öyle ele alan bir bilim var mı onu da bilmiyorum.. burada ne ideolojik ne de şiirsel bir tenkid yapmam sözkonusu bile değil.
Şiirin düz mantıkla alıntılandığını, ayetlerin elini kolunu kırıp kanat yapılmaya çalışıldığını söylüyorum. Dikkat ettiyseniz akidevi bir mesele olarak da ele almadım. Neye yemin edip edemeyeceğiniz hususunda da bir şey söylemedim. Sadece şiirin bir çok dizesinin farklı meallerde geçtiğini söyledim. Ben meal okumadım Allah'la aynı sözü söçylemiş olabilirim diyemezsiniz malesef, öyle bir lüksünüz yok zira sözün telifi sözün ilk sahibinindir her zaman..
Size sert kelimeler kullanmış olmamın sebebi de sizin makul bir cevap geliştirmeyişiniz üzerine olmuştur.
Olgun Beye gelince,
Günde binlerce şiir de gelebilir, siz şiirciliği meslek edinmişseniz o zaman mesleğinizin zorluklarını da göğüslemeniz lazım. Gönüllüyseniz hele bu işe o zaman serzenişte bulunmanız yersiz..
Ben ne şiir seçerim, ne de seçilen şiire karışırım ancak bir haksızlık varsa ve ben buna müdahele edemiyorsam o zaman sözün namusu nerde kaldı!
Nevin Hanım kurandan değil de Attila İlhan'dan bir dize alsaydı, Nazımdan bir dize alsaydı, Necip'ten bir dize alsaydı kıyamet kopmuştu şimdi. Seçici arkadaşlar teşhirci bir zihniyetle şiiri ve şairin çoktan recm etmişlerdi..
Sezarın Hakkı Sezara ise Allahın hakkı da Allah'adır. Kaldı ki hassas bir konudur bu ve inanç sahipleri benim kadar nazik de davrnmayabilirler size..
Eleştirimi şiir üzerinden yaptım, şiire eleştirel yaklaşmak ülubum değil, her yazılanı önmseyen biriyim, yıllardır burada ve başka şiir sitelerinde şiire gereken ilgiyi gösteren ender üyelerden biriyim..
şiirin ideolojisini inceleyen ve öyle ele alan bir bilim var mı onu da bilmiyorum.. burada ne ideolojik ne de şiirsel bir tenkid yapmam sözkonusu bile değil.
Şiirin düz mantıkla alıntılandığını, ayetlerin elini kolunu kırıp kanat yapılmaya çalışıldığını söylüyorum. Dikkat ettiyseniz akidevi bir mesele olarak da ele almadım. Neye yemin edip edemeyeceğiniz hususunda da bir şey söylemedim. Sadece şiirin bir çok dizesinin farklı meallerde geçtiğini söyledim. Ben meal okumadım Allah'la aynı sözü söçylemiş olabilirim diyemezsiniz malesef, öyle bir lüksünüz yok zira sözün telifi sözün ilk sahibinindir her zaman..
Size sert kelimeler kullanmış olmamın sebebi de sizin makul bir cevap geliştirmeyişiniz üzerine olmuştur.
Olgun Beye gelince,
Günde binlerce şiir de gelebilir, siz şiirciliği meslek edinmişseniz o zaman mesleğinizin zorluklarını da göğüslemeniz lazım. Gönüllüyseniz hele bu işe o zaman serzenişte bulunmanız yersiz..
Ben ne şiir seçerim, ne de seçilen şiire karışırım ancak bir haksızlık varsa ve ben buna müdahele edemiyorsam o zaman sözün namusu nerde kaldı!
Nevin Hanım kurandan değil de Attila İlhan'dan bir dize alsaydı, Nazımdan bir dize alsaydı, Necip'ten bir dize alsaydı kıyamet kopmuştu şimdi. Seçici arkadaşlar teşhirci bir zihniyetle şiiri ve şairin çoktan recm etmişlerdi..
Sezarın Hakkı Sezara ise Allahın hakkı da Allah'adır. Kaldı ki hassas bir konudur bu ve inanç sahipleri benim kadar nazik de davrnmayabilirler size..
Sabah okuduğumda söyleyecektim sonra polemik olmasın diye susmam gerektiğini düşündüm ama değil..
Kutsal metinlerden, tarihten, mitten, sesten, sözden, şairden, sinemadan, resimden, delilikten esinlenerek sanat yapmak sanatın olmazsa olmazındandır. Ancak kutsal metinlerde sıkça rastlanılan kelimeleri bir metnin içine serpiştirerek şiir yazmak hem tarihe, hem kutsal metnin kendisine, hem kutsal metnin sahibine saygısızlıktır!
En sert şekilde söylediğim için üzgünüm ama bu şiir baştan sona alıntı, insandan değil hem de insanın taptığı Allahtan.
Bunu yaparken hiç mi düşünmediniz yoksa " amerikayı yeniden keşfetmenin.." dayanılmaz sarhoşluğunu mu yaşadınız nedir anlamadım. Şiir yemin olsun gecenin rahmini yırtan güneşe diye başlıyor..
Sure : veşemsi ve duhaha.. güneşe ışığını yayıp parladığı zaman and olsun..ya da güneşe, kuşluk vaktine doğudğunda ..
şair : biz içinizdeki çiçekleri ne susuz ne de ışıksız bıraktık yine yemin olsun ki gözlerinizdeki iki damla tuzlu denize dokunduğunuz hazanı biz yaratmadık
sure: DUHA: Kuşluk vaktine ve sükûna erdiğinde geceye yemin ederim ki Rabbin seni bırakmadı ve sana darılmadı...
Bizim ne olduğumuzu bilmezken hüküm yürütmeniz devam etmekte.. İnançlı mıyım değil miyim, sadece ben bilirim, sizin bunu tahmin etme şansınız bile yok.. Eğer bizim bir şey bilmediğimiz, sizin çok şey bildiğiniz iddiası egonuza iyi geliyorsa varsın öyle olsun...
Eğer Allah'ın savunması kullara kalmışsa ne diyebilirim:)
Öncelikle hiçbir şey bilmiyorsunuz, bununla birlikte her platformda her konuyu tartışma hakkınız bakidir. Hiçbir şey bilmeyişiniz bile bizim çok şey biliyor oluşumuzdan fazla edebilir.
O kişiler'den pek kalmadı sanırım AKP sayesinde, zira şimdi birileri Recep Tayyip ERrdoğan çıkıp gelse de Nevin Koçoğlun'a karşı Allahın hakkını savunsa diye bekliyordur, umud ediyordur. Sözüm ona beşeri hak savunucuları da zaten sizin tarafınızdalar ancak benim neyi savunduğum hakkında zerre kadar bilgi sahibi olmayan sizsiniz sanırım.
Şairin neyi bilip nelerden bihaber olduğunu şiirlerine bakarak, şiirlerindeki duruşa bakarak, şiirlerindeki ideolojik, dinsel, tinsel kırıntılara bakarak anlamaya çalışırız. Şairin yaşadığı coğrafya, içinde bulunduğu toplum, toplumun sosyal ve dinsel anlayışı, çevresinin toplumsal ve kültürel statüsü şairin şekillenmesinde etkili olduğundan şair nemalandığı bu meselelere dair ip uçları bırakır.. Biz de bu ip uçlarına bakıp şairi bir sanat akımına, bir tarafa koyar ona göre değerlendiririz.
Bu gün bu konuda çokça konuşmak istememe rağmen bir şiirin altında zamansızlıktan yarıda bırakmıştım. Postmodernizim akımı!
Sentezlenmiş haymatlos bir akımın doğmuş olması günümüz sanatının hem en büyük güzelliği, en ayırd edici özelliği hem de en büyük handikapı; çıkmazıdır. Keza toplumöcu bir şairin şiirinde hayyamı, reaslit bir şairin şiirinde fatihi, idealist bir şairin şiirinde Allahı en çıplak haliyle bulabiliyorsunuz. Hatta daha bir sentezleyecek olursak altı kaval üstü şişhane bir sanat anlayışına dönüştü bizim postmodern sanatımız. Yani demem o ki; bir sanat eserinde, bir şiirde, resimde Allah ile şeytan, rüya ile madde, ateş ile çiçek aynı anda verilmeye başlandı ve her şey rengini yitirdi. Yitirilen renkle kalmadık, evrensel, yersiz, piç bir sanat anlayışına sahip olmakla kalmadık, bir çok güzel hasletini yitirmiş bireyler olmaya başladık..
Tıpkı şu an yaşanılanda olduğu gibi, inanmadığını söyleyen ve nihayetinde bir çok şiirinde materya bir yaklaşım sezinlediğim Nevin Koçoğlu kendisini aşmış ve aşkı anlatırken maneviyatı o kadar derine indirgemeye çalışmış ki beşeri kelamlar, beşeri yeminler yetmemiş, islam aleminin kahir ekseriyeti tarafından bilinen ayetleri, yeminleri metafor olarak kullanmış..
Şiir yazmak adına böyle bir mizansen oluşturulmuşsa bu postmodernizm akımının da sürrealist akımının da günümüz sanat anlayışının da berbat bir çıkmazda olduğunu gösterir..
Sosyalist bir yaklaşımla Şıblînin Şems-i Tebrizi'nin aşkını anlatmaya çalışmak öncelikle kişinin kendi ideolojisine, kendi duruşuna, inancına saygısızlıktır..
Neyse, Olgun Abime dee bir çift lafım vardır elbette;
Senin yazım yanlışlarını da seviyor ve asla önemsemiyorum:)
Edeebiyatdefteri seçkicilerine de bir çift lafım vardır elbette:
benim ne sahibi olduğum hakkında bir bilginiz yok öncelikle.. ben o kişilerden de gelen eleştirilere cevap verebilirim.. şiir saymadığınız şeydeki dizeleri birebir alıntı gibi sunmanız yanlış... bakın siz yorumun silinmesin demişsiniz, ben etkili yorum yaparak milletin gözüne soktum... korkum yok yani.. ve son bir şey.. karakterim gereği şiir ya da saymadığınız şey, her neyse ya da sosyal, ya da politik; herhangi bir konuda sizinle kıyasıya tartışabilirim, saygı sınırlarını zorlayıp, kişisel saldırı yapmadan elbette; o konu ya da şiirin altından çıktığımda ise benim için o kişi, yine tartışma öncesi insandır.. bir konu altında tartışma ile dostluğu birbirinden ayıranlardanım.. Sezarın hakkını sezara, allahın hakkını ona, benimkini de bana teslim edin... selamlar...
Eleştirimi şiir üzerinden yaptım, şiire eleştirel yaklaşmak ülubum değil, her yazılanı önmseyen biriyim, yıllardır burada ve başka şiir sitelerinde şiire gereken ilgiyi gösteren ender üyelerden biriyim..
şiirin ideolojisini inceleyen ve öyle ele alan bir bilim var mı onu da bilmiyorum.. burada ne ideolojik ne de şiirsel bir tenkid yapmam sözkonusu bile değil.
Şiirin düz mantıkla alıntılandığını, ayetlerin elini kolunu kırıp kanat yapılmaya çalışıldığını söylüyorum. Dikkat ettiyseniz akidevi bir mesele olarak da ele almadım. Neye yemin edip edemeyeceğiniz hususunda da bir şey söylemedim. Sadece şiirin bir çok dizesinin farklı meallerde geçtiğini söyledim. Ben meal okumadım Allah'la aynı sözü söçylemiş olabilirim diyemezsiniz malesef, öyle bir lüksünüz yok zira sözün telifi sözün ilk sahibinindir her zaman..
Size sert kelimeler kullanmış olmamın sebebi de sizin makul bir cevap geliştirmeyişiniz üzerine olmuştur.
Olgun Beye gelince,
Günde binlerce şiir de gelebilir, siz şiirciliği meslek edinmişseniz o zaman mesleğinizin zorluklarını da göğüslemeniz lazım. Gönüllüyseniz hele bu işe o zaman serzenişte bulunmanız yersiz..
Ben ne şiir seçerim, ne de seçilen şiire karışırım ancak bir haksızlık varsa ve ben buna müdahele edemiyorsam o zaman sözün namusu nerde kaldı!
Nevin Hanım kurandan değil de Attila İlhan'dan bir dize alsaydı, Nazımdan bir dize alsaydı, Necip'ten bir dize alsaydı kıyamet kopmuştu şimdi. Seçici arkadaşlar teşhirci bir zihniyetle şiiri ve şairin çoktan recm etmişlerdi..
Sezarın Hakkı Sezara ise Allahın hakkı da Allah'adır. Kaldı ki hassas bir konudur bu ve inanç sahipleri benim kadar nazik de davrnmayabilirler size..
Cümlelerimin basmakalıp olmadığını ben biliyorum... Cevaplarınızı şiir üzerinden verin, kişisel tanımlamalara girmeyin.. Ukalalık gibi kelimeleri sokuşturarak şiir eleştirisi yapamazsınız, eleştirinin bir adabı vardır, ancak metin üzerinden konuşabilirsiniz...
Yine kendimi bilerekten son defa, selamla sevgiyle diyorum size...
Her ikinizi tanıyan biri olarak olaya müdahil oluyorum. (Bu ortamda)
Ve uzatmayacağım.
Hasan, yazdıkların çok ağır, itham ettiklerin bana göre yerinde tespitler değil. Sana göre öyle olup düşünüp yazarken diğerlerinin ne düşündüğü de senin için önemli olmalıydı.
Şiir yazım dili ile Kuran'a benziyor, buna katılıyorum, ama yazılanlarla, şiirin içinde geçenlerle kast ettiklerin kesinlile birbiri ile örtüşmüyor.
Ve uslübunu da hiç hoş bulmadım.
Gelişen olaylara çok üzüldüm. Seçkiyi yermene ise hepten... Zira; günde 300-400 şiir içinden üç tane şiiri seçmeyi bir kere sen dener misin?
Pişkinlik bile az bu cevaba ya neyse, sizin bir suçunuz yok, şiir sitesi kurup seçkici olmayı, tanrıcılık yapmayı ilke edinmiş insanların suçudur bu..
Yıldız diyemezsiniz, güneş diyemezsiniz, ay diyemezsiniz diyen mi var size, ilk okul öğrencisi mantığıyla bir savunma mekanizması geliştirmişsiniz... söyledikleriniz yeni çıkarsamalaredan uzak sözkonusu kutsal metinde geçenle nerdeyse mota mot aynı demek istemişim, siz ukalalığa devam ediyorsunuz..
Allah yemin eder siz de edersiniz, Allahın yemin ettiği şeyler - inanıyorsanız şayet- üzerine yemin etmeniz yersizdir ve yemin geçerli kabul edilmez fıkıhta.. şiirde pekala ama sizin gibi basmakalıp cümlelerle değil..
ve benim size cevap verişim de ayrıca sizi cüretkâr kılıyor sanırım..
Şiiriniz şiir olarak ele alınır veya alınmaz ama bana kalırsa düz metin diye nitelendirilmeyecek kadar anlam bütünlüğünden yoksun, bir iki çok kullanılmış, laçkalaşmış metaforla süslenmiş bir söz yığını..
O cümleyi sizin yorumunuzdan almıştım... Ayrıca ben size saygı kuralları içinde cevap yazarken, sizin " pişkinliik" tanımınızdan hoşlanmadığımı söyleyebilirim..
Hasan bey " biz" kavramı ile başka şiirlerde yazdım ben, burada ilk kullanmadım... yani biz kavramını tanrılaşma olarak görmeyin sakın..
Güneş, ay, yıldız vs herkesin kullandığı, kullanabileceği imgelerdir... Allah yemin etti diye, ben edemeyecek miyim?
Oradaki ifadeler benim şiir dilimde daima olan ifadelerdir.. yani bunun yeminle kutsal bir havaya sokulması, alıntı anlamına gelmiyor...
inanmadığınızı söylediğinize ait olduğu iddia edilen bir tanrının en kıytırık - ki kendisi için öyledir mutlaka- sözlerinden emdet umuyor olmanız ne kadar inandırıcı olabilir Nevin Hanım..
Pişkinliğin alemi yok, böyle bir savunma şekli de yok. Ki aynı inanmadığınız tanrının sözüyle cevap vermeye devam ediyorsunuz: sizin taptığınız size bizim taptığımız bize diye..
tapıyor musunuz tapmıyor musunuz, yanılmıyorsam " belki taptığımız bir şey yok.." demişsiniz..
Bizim ne olduğumuzu bilmezken hüküm yürütmeniz devam etmekte.. İnançlı mıyım değil miyim, sadece ben bilirim, sizin bunu tahmin etme şansınız bile yok.. Eğer bizim bir şey bilmediğimiz, sizin çok şey bildiğiniz iddiası egonuza iyi geliyorsa varsın öyle olsun...
Eğer Allah'ın savunması kullara kalmışsa ne diyebilirim:)
Öncelikle hiçbir şey bilmiyorsunuz, bununla birlikte her platformda her konuyu tartışma hakkınız bakidir. Hiçbir şey bilmeyişiniz bile bizim çok şey biliyor oluşumuzdan fazla edebilir.
O kişiler'den pek kalmadı sanırım AKP sayesinde, zira şimdi birileri Recep Tayyip ERrdoğan çıkıp gelse de Nevin Koçoğlun'a karşı Allahın hakkını savunsa diye bekliyordur, umud ediyordur. Sözüm ona beşeri hak savunucuları da zaten sizin tarafınızdalar ancak benim neyi savunduğum hakkında zerre kadar bilgi sahibi olmayan sizsiniz sanırım.
Şairin neyi bilip nelerden bihaber olduğunu şiirlerine bakarak, şiirlerindeki duruşa bakarak, şiirlerindeki ideolojik, dinsel, tinsel kırıntılara bakarak anlamaya çalışırız. Şairin yaşadığı coğrafya, içinde bulunduğu toplum, toplumun sosyal ve dinsel anlayışı, çevresinin toplumsal ve kültürel statüsü şairin şekillenmesinde etkili olduğundan şair nemalandığı bu meselelere dair ip uçları bırakır.. Biz de bu ip uçlarına bakıp şairi bir sanat akımına, bir tarafa koyar ona göre değerlendiririz.
Bu gün bu konuda çokça konuşmak istememe rağmen bir şiirin altında zamansızlıktan yarıda bırakmıştım. Postmodernizim akımı!
Sentezlenmiş haymatlos bir akımın doğmuş olması günümüz sanatının hem en büyük güzelliği, en ayırd edici özelliği hem de en büyük handikapı; çıkmazıdır. Keza toplumöcu bir şairin şiirinde hayyamı, reaslit bir şairin şiirinde fatihi, idealist bir şairin şiirinde Allahı en çıplak haliyle bulabiliyorsunuz. Hatta daha bir sentezleyecek olursak altı kaval üstü şişhane bir sanat anlayışına dönüştü bizim postmodern sanatımız. Yani demem o ki; bir sanat eserinde, bir şiirde, resimde Allah ile şeytan, rüya ile madde, ateş ile çiçek aynı anda verilmeye başlandı ve her şey rengini yitirdi. Yitirilen renkle kalmadık, evrensel, yersiz, piç bir sanat anlayışına sahip olmakla kalmadık, bir çok güzel hasletini yitirmiş bireyler olmaya başladık..
Tıpkı şu an yaşanılanda olduğu gibi, inanmadığını söyleyen ve nihayetinde bir çok şiirinde materya bir yaklaşım sezinlediğim Nevin Koçoğlu kendisini aşmış ve aşkı anlatırken maneviyatı o kadar derine indirgemeye çalışmış ki beşeri kelamlar, beşeri yeminler yetmemiş, islam aleminin kahir ekseriyeti tarafından bilinen ayetleri, yeminleri metafor olarak kullanmış..
Şiir yazmak adına böyle bir mizansen oluşturulmuşsa bu postmodernizm akımının da sürrealist akımının da günümüz sanat anlayışının da berbat bir çıkmazda olduğunu gösterir..
Sosyalist bir yaklaşımla Şıblînin Şems-i Tebrizi'nin aşkını anlatmaya çalışmak öncelikle kişinin kendi ideolojisine, kendi duruşuna, inancına saygısızlıktır..
Neyse, Olgun Abime dee bir çift lafım vardır elbette;
Senin yazım yanlışlarını da seviyor ve asla önemsemiyorum:)
Edeebiyatdefteri seçkicilerine de bir çift lafım vardır elbette:
benim ne sahibi olduğum hakkında bir bilginiz yok öncelikle.. ben o kişilerden de gelen eleştirilere cevap verebilirim.. şiir saymadığınız şeydeki dizeleri birebir alıntı gibi sunmanız yanlış... bakın siz yorumun silinmesin demişsiniz, ben etkili yorum yaparak milletin gözüne soktum... korkum yok yani.. ve son bir şey.. karakterim gereği şiir ya da saymadığınız şey, her neyse ya da sosyal, ya da politik; herhangi bir konuda sizinle kıyasıya tartışabilirim, saygı sınırlarını zorlayıp, kişisel saldırı yapmadan elbette; o konu ya da şiirin altından çıktığımda ise benim için o kişi, yine tartışma öncesi insandır.. bir konu altında tartışma ile dostluğu birbirinden ayıranlardanım.. Sezarın hakkını sezara, allahın hakkını ona, benimkini de bana teslim edin... selamlar...
Eleştirimi şiir üzerinden yaptım, şiire eleştirel yaklaşmak ülubum değil, her yazılanı önmseyen biriyim, yıllardır burada ve başka şiir sitelerinde şiire gereken ilgiyi gösteren ender üyelerden biriyim..
şiirin ideolojisini inceleyen ve öyle ele alan bir bilim var mı onu da bilmiyorum.. burada ne ideolojik ne de şiirsel bir tenkid yapmam sözkonusu bile değil.
Şiirin düz mantıkla alıntılandığını, ayetlerin elini kolunu kırıp kanat yapılmaya çalışıldığını söylüyorum. Dikkat ettiyseniz akidevi bir mesele olarak da ele almadım. Neye yemin edip edemeyeceğiniz hususunda da bir şey söylemedim. Sadece şiirin bir çok dizesinin farklı meallerde geçtiğini söyledim. Ben meal okumadım Allah'la aynı sözü söçylemiş olabilirim diyemezsiniz malesef, öyle bir lüksünüz yok zira sözün telifi sözün ilk sahibinindir her zaman..
Size sert kelimeler kullanmış olmamın sebebi de sizin makul bir cevap geliştirmeyişiniz üzerine olmuştur.
Olgun Beye gelince,
Günde binlerce şiir de gelebilir, siz şiirciliği meslek edinmişseniz o zaman mesleğinizin zorluklarını da göğüslemeniz lazım. Gönüllüyseniz hele bu işe o zaman serzenişte bulunmanız yersiz..
Ben ne şiir seçerim, ne de seçilen şiire karışırım ancak bir haksızlık varsa ve ben buna müdahele edemiyorsam o zaman sözün namusu nerde kaldı!
Nevin Hanım kurandan değil de Attila İlhan'dan bir dize alsaydı, Nazımdan bir dize alsaydı, Necip'ten bir dize alsaydı kıyamet kopmuştu şimdi. Seçici arkadaşlar teşhirci bir zihniyetle şiiri ve şairin çoktan recm etmişlerdi..
Sezarın Hakkı Sezara ise Allahın hakkı da Allah'adır. Kaldı ki hassas bir konudur bu ve inanç sahipleri benim kadar nazik de davrnmayabilirler size..
Cümlelerimin basmakalıp olmadığını ben biliyorum... Cevaplarınızı şiir üzerinden verin, kişisel tanımlamalara girmeyin.. Ukalalık gibi kelimeleri sokuşturarak şiir eleştirisi yapamazsınız, eleştirinin bir adabı vardır, ancak metin üzerinden konuşabilirsiniz...
Yine kendimi bilerekten son defa, selamla sevgiyle diyorum size...
Her ikinizi tanıyan biri olarak olaya müdahil oluyorum. (Bu ortamda)
Ve uzatmayacağım.
Hasan, yazdıkların çok ağır, itham ettiklerin bana göre yerinde tespitler değil. Sana göre öyle olup düşünüp yazarken diğerlerinin ne düşündüğü de senin için önemli olmalıydı.
Şiir yazım dili ile Kuran'a benziyor, buna katılıyorum, ama yazılanlarla, şiirin içinde geçenlerle kast ettiklerin kesinlile birbiri ile örtüşmüyor.
Ve uslübunu da hiç hoş bulmadım.
Gelişen olaylara çok üzüldüm. Seçkiyi yermene ise hepten... Zira; günde 300-400 şiir içinden üç tane şiiri seçmeyi bir kere sen dener misin?
Pişkinlik bile az bu cevaba ya neyse, sizin bir suçunuz yok, şiir sitesi kurup seçkici olmayı, tanrıcılık yapmayı ilke edinmiş insanların suçudur bu..
Yıldız diyemezsiniz, güneş diyemezsiniz, ay diyemezsiniz diyen mi var size, ilk okul öğrencisi mantığıyla bir savunma mekanizması geliştirmişsiniz... söyledikleriniz yeni çıkarsamalaredan uzak sözkonusu kutsal metinde geçenle nerdeyse mota mot aynı demek istemişim, siz ukalalığa devam ediyorsunuz..
Allah yemin eder siz de edersiniz, Allahın yemin ettiği şeyler - inanıyorsanız şayet- üzerine yemin etmeniz yersizdir ve yemin geçerli kabul edilmez fıkıhta.. şiirde pekala ama sizin gibi basmakalıp cümlelerle değil..
ve benim size cevap verişim de ayrıca sizi cüretkâr kılıyor sanırım..
Şiiriniz şiir olarak ele alınır veya alınmaz ama bana kalırsa düz metin diye nitelendirilmeyecek kadar anlam bütünlüğünden yoksun, bir iki çok kullanılmış, laçkalaşmış metaforla süslenmiş bir söz yığını..
O cümleyi sizin yorumunuzdan almıştım... Ayrıca ben size saygı kuralları içinde cevap yazarken, sizin " pişkinliik" tanımınızdan hoşlanmadığımı söyleyebilirim..
Hasan bey " biz" kavramı ile başka şiirlerde yazdım ben, burada ilk kullanmadım... yani biz kavramını tanrılaşma olarak görmeyin sakın..
Güneş, ay, yıldız vs herkesin kullandığı, kullanabileceği imgelerdir... Allah yemin etti diye, ben edemeyecek miyim?
Oradaki ifadeler benim şiir dilimde daima olan ifadelerdir.. yani bunun yeminle kutsal bir havaya sokulması, alıntı anlamına gelmiyor...
inanmadığınızı söylediğinize ait olduğu iddia edilen bir tanrının en kıytırık - ki kendisi için öyledir mutlaka- sözlerinden emdet umuyor olmanız ne kadar inandırıcı olabilir Nevin Hanım..
Pişkinliğin alemi yok, böyle bir savunma şekli de yok. Ki aynı inanmadığınız tanrının sözüyle cevap vermeye devam ediyorsunuz: sizin taptığınız size bizim taptığımız bize diye..
tapıyor musunuz tapmıyor musunuz, yanılmıyorsam " belki taptığımız bir şey yok.." demişsiniz..
Günün şiiri olarak tescil edilmiş bir şiire yorum yapmak diğerlerinden daha zor olmuştur her zaman benim için. Ancak şu an yazmakta zorlanmamın sebebi şiirin dili ve hitab şeklinden kaynaklanıyor... bir kaç kez okudum anlamaya çalıştım. Şairin içinde neler yaşadığını elbette tam anlamak mümkün değil, ama sınırları zorlayan bir şiir olmuş...kurani bazı yeminler ve ifadeler den yola çıkılarak seslenilmiş okura...buda cesaret gerektiren birşey...
herkesin yemini kendine değil midir, ne üstüne ederseniz edin.. hele ki en basit konuşma da bile valla billa derken insanlar.. cesur olduğumuz kadar varız.. teşekkür ediyorum, sevgiyle..
herkesin yemini kendine değil midir, ne üstüne ederseniz edin.. hele ki en basit konuşma da bile valla billa derken insanlar.. cesur olduğumuz kadar varız.. teşekkür ediyorum, sevgiyle..
Söyleşi tarzı kuranı kerim ayetleriyle olunca okur üzerindeki çarpıcı etkisi ile şairin ruhaniyeti arasında gidip gelen çok naif bir yere dokunuluyor.
Söze takla attıran söylemler dünyasında sıkça görülen bu ve benzeri tutumlar bize şunu hatırlatır.
söylenmemiş söz yoktur.
kutsal metinlerin söylediği ve and içtitği şeyler kul yaratıları değildir
dedikten sonra o müstesna yapının etkileşim gücü karşısında yenilen izah etme çabası başka bir şiirden yapılan alıntı ile desteklenmiş olmakla şunları hatırlatır seviyededir:
şiir neden söylenir?
bilgi eylem seziş ifade ve daha bir çok set ve süzgeç aralıklarının bireyi yoklayan ve zorlayan düzeneği havada uçuştuğunu varsayabileceğimiz enerjiyi vakumlayan bağdaşıkların harmanlanması halinde o ulaşılası anlatma arzusuna ne denli yaklaşır sorusuna yanıt aramak için.
sırtını kendine sonra bir yol göstericiye daha sonra yaratıcıya yaslamış bir ruhaniyet tebessümü ideolojik yahut marjinal hedeflerle yazılmış ve yazılacak şiirlerin yanında oldukça masumdur
Allah(c.c) onunla yapılan muhabbeti kınamaz ancak sever eminim.
Başarılı bir uslupla yazılmış şiiri ve seçkiyi kutlar şairine sevgilerimi iletirim.
Söyleşi tarzı kuranı kerim ayetleriyle olunca okur üzerindeki çarpıcı etkisi ile şairin ruhaniyeti arasında gidip gelen çok naif bir yere dokunuluyor.
Söze takla attıran söylemler dünyasında sıkça görülen bu ve benzeri tutumlar bize şunu hatırlatır.
söylenmemiş söz yoktur.
kutsal metinlerin söylediği ve and içtitği şeyler kul yaratıları değildir
dedikten sonra o müstesna yapının etkileşim gücü karşısında yenilen izah etme çabası başka bir şiirden yapılan alıntı ile desteklenmiş olmakla şunları hatırlatır seviyededir:
şiir neden söylenir?
bilgi eylem seziş ifade ve daha bir çok set ve süzgeç aralıklarının bireyi yoklayan ve zorlayan düzeneği havada uçuştuğunu varsayabileceğimiz enerjiyi vakumlayan bağdaşıkların harmanlanması halinde o ulaşılası anlatma arzusuna ne denli yaklaşır sorusuna yanıt aramak için.
sırtını kendine sonra bir yol göstericiye daha sonra yaratıcıya yaslamış bir ruhaniyet tebessümü ideolojik yahut marjinal hedeflerle yazılmış ve yazılacak şiirlerin yanında oldukça masumdur
Allah(c.c) onunla yapılan muhabbeti kınamaz ancak sever eminim.
Başarılı bir uslupla yazılmış şiiri ve seçkiyi kutlar şairine sevgilerimi iletirim.
Söyleşi tarzı kuranı kerim ayetleriyle olunca okur üzerindeki çarpıcı etkisi ile şairin ruhaniyeti arasında gidip gelen çok naif bir yere dokunuluyor.
Söze takla attıran söylemler dünyasında sıkça görülen bu ve benzeri tutumlar bize şunu hatırlatır.
söylenmemiş söz yoktur.
kutsal metinlerin söylediği ve and içtitği şeyler kul yaratıları değildir
dedikten sonra o müstesna yapının etkileşim gücü karşısında yenilen izah etme çabası başka bir şiirden yapılan alıntı ile desteklenmiş olmakla şunları hatırlatır seviyededir:
şiir neden söylenir?
bilgi eylem seziş ifade ve daha bir çok set ve süzgeç aralıklarının bireyi yoklayan ve zorlayan düzeneği havada uçuştuğunu varsayabileceğimiz enerjiyi vakumlayan bağdaşıkların harmanlanması halinde o ulaşılası anlatma arzusuna ne denli yaklaşır sorusuna yanıt aramak için.
sırtını kendine sonra bir yol göstericiye daha sonra yaratıcıya yaslamış bir ruhaniyet tebessümü ideolojik yahut marjinal hedeflerle yazılmış ve yazılacak şiirlerin yanında oldukça masumdur
Allah(c.c) onunla yapılan muhabbeti kınamaz ancak sever eminim.
Başarılı bir uslupla yazılmış şiiri ve seçkiyi kutlar şairine sevgilerimi iletirim.
Söyleşi tarzı kuranı kerim ayetleriyle olunca okur üzerindeki çarpıcı etkisi ile şairin ruhaniyeti arasında gidip gelen çok naif bir yere dokunuluyor.
Söze takla attıran söylemler dünyasında sıkça görülen bu ve benzeri tutumlar bize şunu hatırlatır.
söylenmemiş söz yoktur.
kutsal metinlerin söylediği ve and içtitği şeyler kul yaratıları değildir
dedikten sonra o müstesna yapının etkileşim gücü karşısında yenilen izah etme çabası başka bir şiirden yapılan alıntı ile desteklenmiş olmakla şunları hatırlatır seviyededir:
şiir neden söylenir?
bilgi eylem seziş ifade ve daha bir çok set ve süzgeç aralıklarının bireyi yoklayan ve zorlayan düzeneği havada uçuştuğunu varsayabileceğimiz enerjiyi vakumlayan bağdaşıkların harmanlanması halinde o ulaşılası anlatma arzusuna ne denli yaklaşır sorusuna yanıt aramak için.
sırtını kendine sonra bir yol göstericiye daha sonra yaratıcıya yaslamış bir ruhaniyet tebessümü ideolojik yahut marjinal hedeflerle yazılmış ve yazılacak şiirlerin yanında oldukça masumdur
Allah(c.c) onunla yapılan muhabbeti kınamaz ancak sever eminim.
Başarılı bir uslupla yazılmış şiiri ve seçkiyi kutlar şairine sevgilerimi iletirim.
biz hiç bildiklerinizden olmadık bileceklerinizden de ne insandan yağ çıkarma derdimiz oldu ne taştan himmet avuçlarınızdaki titrek bir serçe yüreğiyle sevdik ve her bir kelimeyle öldük
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.