52
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
4079
Okunma


Meze ile donanmış, meyhane masasında
İçki dolu bardağa, akıyordu bir adam...
Kırağı yemiş gibi, melâmet tasasında
Mumyalanmış kalbiyle, bakıyordu bir adam...
Kimsenin bilmediği, belki bir derdi vardı
Ne kadar alkol alsa, ona en büyük kârdı
Sancılı bir şekilde, ’saat kaç’ diye sordu
Sigarayı kederle, yakıyordu bir adam...
Ne farkeder yaşasa, ha köşkte, ha sırçada
Gece ile gündüzü, gizli siyah fırçada
Kemancının çaldığı, her hüzünlü parçada
Usul usul gözyaşı, döküyordu bir adam...
Hali perişan idi, yorgundu ve bitkindi
Kadehinden bir yudum, aldı sonra yutkundu
Mecnun olan gönlüyle bir Leyla’ya tutkundu
Sanki kalp travması, çekiyordu bir adam...
Gecenin dehlizinde, tek tek söner ışıklar
Aşıkların halinden, yine anlar aşıklar
Sevda bir kazanda aş, insanoğlu kaşıklar
Vakit ilerledikçe, çöküyordu bir adam...
ASİYE ALEV AKBOĞA