gündüzü uğurlayıp
hudut bekleyen bir askerin
geçit törenini yaparken gece
yorgun ruhum
siner duanın kozalağına

birazdan
zamanın boşluğunda titreyen o film
düşecek yastığımın saçlarına
habis misafir gelecek çatı saçağından
labirentte tutsak cesaretim
kapılar kapanacak

ve sonra
yalayıp tüylerini yalnızlık
fırlatıp atacak burun deliklerinden hırıltının
dudaklarını ıslatacak hafifçe
perdeler iki elinde sallı
aklım devreden çıkacak

nerdeyim diye sorma
katlanıyor ürküntüler koynumda
sokak lambalarının çığlık attığı yer bura
duvarda asılı akrep
duvardan sarkıyor yılan
gesi bağlarında dolanmıyorum

seni bekleyen var de
seni bekleyen
kuytu kapılar üstünde
terkedilmiş garipliğin kanat sesleri
tırnağını kemiriyor soluğum
kaçmak istiyor gözbebeklerim
kaçmak istiyor


ASİYE ALEV AKBOĞA
SAMSUN