8
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1781
Okunma

Kim gördü yazılan şiirlerin kaçamak boşluğunu
Kim gördü öfke yüreğe vururken bin elem yalnızlığını
Söylenmemiş sözlerin satır aralarındaki sıcaklığını kim gördü
Kim bilir kaç mısra
Yağmurlu alagöz düşürür hüzün yaylalarına...
Bilirim kızıl gül seher maşuku
Bahtsız solgunluğu akşama kalmaz
Neylerim Nigar hazin
Nagehan düşünce sarı goncaya...
//eziz üregin incinmiş
Ayrılıh özüne ok kimin vurmuş
Neçe dillenirem men öz yanımiynen
Gözünün yaşını silebilmirem//
Elden ok gibi savrulurken nağmeler
Şüheda düşer baş yastığa amansız
Ellerin dizini
Ateşi yüreğin gözleri döver sızılı yaşla...
Bakma
Sıradanlık doygudan öte
Hicran,
Gabyana gecenin o siyah gömleğinde...
Esen yelin buğusunda
Kara göz burgusunda dilde latife
Aklı başından alınca ağrılı tümce
Söyleme vakti "mihriban’ı"
Odan kireç tutmasa da
Tel yanar gönül sazında
Yine de söyle
Yine de söyle söylenmeyeni
Türkü sür hicranın çokluğunca yalnızlığına …
// naçar olar vakit gözün gaşından
Özünü gam eyler alaca efkâr
Neçe yahşi durar bilir kimin geceler
Goynunda bahtsızlık tezden açar
Çiçeklerde intizarlı leyliler
Hazin hazin seslenir neyleyim de neyliler//
Ve gece
Uykuda tüm yıldızlar
Sır saklı yalnızlıkla
Yine seher de açmadan solacak kan kızılı goncalar..
" alagözlüm, senden ayrı geceler
Bilir kimin uzun olur neyleyim"
10112009
Hazal Karad