7
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
4261
Okunma

iç sızlatan nağmeleriyle
bir garip hicaz besteydi sevdâ
ve yeterdi bir zemin bile
mâziye yolculuklara
geçmiş baharları yaşardık bir bir
yürek burkan her nakaratta
sonra
kendimize ağlar bulurduk kendimizi her meyanda
yanar tüterdik ayrılıklara
inleyişimizdi neyler
sabrımızdı kemanda arşe
âhımızdı tamburda yay
hasretimizdi ud’da perdeler
her mızrap
gözyaşımızdı kanunlarda
kanatlanır uçardı gönül
bir daha hiç yaşanmayacak o yıllara
...
bir garip hicaz besteydi sevdâ
ve bin sitem gibiydi cânâna
her notada güz eskisi bir rüzgâr
bin parça yürekleri tutup savururdu yeniden
küllenmiş yangınlara
hazan dönümü bir hüzün yürürdü sazlara
perde perde yükselirken si bemoller
do diyezler sinerdi gün dulu akşam gibi
pür keder karanlıklara
ah...
nasıl tarifsiz bir hicrandı o beste
sızısı dinmeyen
acısı eskimeyen
bir derin yaraydı ki
her dinleyişte yeniden
ve her terennümde sağnak misali
sevdâdan sırılsıklam
dökülürdü yalnızlıklara
CEYDA GÖRK___ 29 mart 2011