5
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1169
Okunma
Ucu pörsümüş kırık bir dalın süprüntülüğünde
Dağların kızıl ateşinde yanan nehirlerin
Sokaklarda aşk adına yapılmış yapmacıklarından
Yüreğimin bamtelini sızlatıp da geldim
Gecelerin huzur piri olmuş adımlarımın
En selahiyetli ateşinde yakılmış benliğimin
Hasretin o büyük çölünde gördüğüm serapların
Mecnun şikayanetnamesini yazıp da geldim
Dönüşünü bildiğim dönüşsüz gidişlerden
Uykularında gelmelerin seneleri tırmalattığı
Kehribar taşı asilliğinde mısraları dökerken
Uçtuğum ateşte pervane yanıp da geldim
Belki gidiş tarihi daha belli değil ama
Birkaç zevkin sancını acıyla çekip de
Dünyamın tinsel rehavetinde
Aleme bir an da düşüp de geldim
Yazılmıştı kaderim
Şimdiye kadar çektim
Bundan sonrada
Gelmenin figan alevinde
Gidene kadar da çekeceğim.
5.0
100% (1)