6
Yorum
0
Beğeni
4,9
Puan
1414
Okunma
deli teknede yol alırken yüreğim
vakit ince ve uzun deniz
koyu karanlığa...
alıp götürür hüzünleri sessiz akşam düşleriyle
yaşama...
çeker güneş parmaklarını buzlu penceremden
dışarıda bahar korkunç sevdadır
duvar dibine yaslanan çocukluğuma
kesilir sesi dupduru soluğunun
gözlerimde maviye çalarken
yangın yalnızlığım
bırakırım ruhumu sulara
bir akşamüstüdür ki düş
henüz sıcak kendisine
bulutlar arasında kuş hafifliği anılar
tuhaf gülümsemeyle uyurlar
bakışlarıma ölür
ve susarlar
bugün
kaç yol ağlamaklı kalır
aklı bağrında cehenneme girerken sen
anlatamaz üşüyen yokluğun içimi
ki
yokluk dağ başlarında mahzun eser
bu manzara karanfil kokulu resim
ölümler gidip geldikçe ağzına
-gün alımlı merhabadır işte
gezinir eski bir türküyle kıyılarımda-
kımıldanır ayak ucumda aşk
tutma gözyaşlarını yüzümde
haşçakal derken denizler de ağlamıyor
otur bekar geceyle yanıbaşıma
seyretsin yalnızlık bizi
serseri saatlerde
sus
canın titrese de aşk öldü de
bağır uzaklara
onca çığlığı çekmişken üzerinden
birkez olsun tanı
kapama gözlerine beni
yüz sürmesin alnın taprağa
alarak düşlerimi
süzül yollara
hadi yürü
tarihlerden fışkırsın saklı ışıklarım
bütün aynalar bana baksın
git gide kaybolacağım
5.0
92% (11)
4.0
8% (1)