1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1095
Okunma

yürüyorum çılgınca
geceye inat
düştüm yollara,
ışıklar sönmüş
gölgeler kayıp
dalıyorum sessizce,
kuşlar uyanmadan
horozlar ötmeden
çıkayım diyorum
bu hain sınırdan...
yürüyorum aldırmadan
soğuk bir rüzgar
yalıyor alnımdan,
toprak ıslak
kararan taşlar
yüreğim hopluyor
yerinde çırpınırken,
bitmiyor bu yol
genişliyor sınırlar
açılmıyor adımlarım
uykusuzluk başıma bela
hiç uyuyamıyorum
eski rüyalarım
geliyor aklıma,
kafayı bir vurunca
dalar giderdim,
sınırsız mekanlara...
bu hayaller beynimde
avunuyorum onlarla
çıktığım bu yolda...
gece bitti gibi
varamadım hala
ne yapayım
güneşi hiç doğmamış
kabullenerek gidiyorum,
bu gece biterse
o zaman işte o zaman!
çok hayıflanırım
sadece bu olsa
neler gitmez ki
hayıflarımla birlikte...
yürüyorum işte
hemde öyle yürüyorum ki
yağız atlar dört nala kalksa
savrulan tozumla
boğulur kalır yerinde,
ölesiye yürüyorum
kimse görmedi beni
hangi gecede
çıktığımı yollara,
yol yordam bilmem ben
açkısız kapılardan
döküp saçmadan
dalarım birden...
yürüyorum işte
hemde öyle yürüyorum ki
anatomim de değişti
farketmiyor kimse
nasıl gittiğimi...
çıkındaki azığım
o da tükendi
sermayem eridi eridi
hala aşamadım bu sınırı
doğarsa güneş
hepten biter elimdeki,
yorulsamda evet yorulsamda
bu gece
geçmeliyim buraları
iflaz eden tacir gibi
yoksa biterim bende Vallahi,
şaşmayın bana
gülmeyin halime
ne yapayım
eritmeden elimdeki buzları,
geçmeliyim bu dereleri
yoksa perişen olurum
tek sermayem,
işte bu elimdeki.....
yıl:02.03.2005
saat:00.20-00.50
Çengelköy/ist
EROL KEKEÇ
5.0
100% (2)