Geçen gün, sizin evin önünden geçtim
O anda dünya durdu sanki...bir başkaydı
Sarı boyalı mavi kapının önünde, takıldım kaldım
Sen, en son ne zaman gelmiştin buralara, bilmiyorum
Ben, çok seneler önce uğramıştım
Keşke daha sık gelebilseydik çocuksu geçmişimize
Çok hak ettiler, çok anımsanmayı, bu kadar pasın içinde
Hani, kaldırımın tek sırası boyunca,
Sen karşıda, ben diğer ucunda
İki gazoz kapağı ile nasıl da kıkırdardık
Çocukluk işte...

Bak! Sermin bağırıyor
_ "Vurdum. Bir canın gitti"
_"Geç bakalım ortaya, şimdi"
_"Ben Kenanların taraftayım"

Mehmet, Zeynep, Zuhal, Nursen, Kemal...
Diğerlerini az hatırlar olmuşum
İkindi vakti nasıl da sözleşmişiz gibi toplaşırdık
Eksik varsa kapının önüne gidip seslenirdik
Camının altından "Hadi" diye...


Su isterdik arada anneannemden
Camın önünde gülerdi bize
Nasıl da mutlu mutlu izlerdi
Biz anlamazdık neden gülümsediklerini
Şimdi anlıyorum
Bu sokakta, yüzümdeki tebessümle,
Şimdi anlıyorum
Buruk, ama güzel.
Keşke bitmeseydi desek de kıymeti yok


Kuru yapraklar gibi dağıldık ,her birimiz başka kente
Zeynep hayırsızın biriyle evlenmiş, diyorlar
Ayyaşmış eşi... Yazık.
Zaten anne, baba görmemişken, yine çekeceği varmış kızın
Üzüldüm...


Hani, hatırlar mısın;
Bir gün, okul çantası yokmuş diye,
Aramızda para toplayıp almıştık da, iki gün konuşmamıştı bizimle
Anlamamıştık önce, ama şimdi anlıyorum gururunu
İki gün sonra da "Çanta ne renkti?" diye utanarak istemişti


Hacer bir gün bisikletle gelmişti, vitesli, iki tekerlekli
Herkes, Hacer’in babası çok zengin, diye fısıldaşmıştı
Zenginliğin adı meğer iki tekerlekli bir bisikletmiş...
Sahi, o nasıl, iyi mi?
Çocuğunuz da olmuş, oğlanmış!
Duydum...Allah bağışlasın!


Hiç unutmam, bana,
Hadi arka sokaklardaki ağaçlardan erik çalmaya gidelim deyişini
İlk defa bir şeyler yapacaktık belki de
Nasıl da sevinmiştim...utanmıştım da biraz
İkimiz de bilirdik de hiç söylemezdik yüzümüze
Başka şeyler olduğunu
Sen bildin, ben bildim, sustuk işte!
Şimdi ne çok büyüdük, büyüdükçe de küçüldük


Zengin kızıyla evlendin, ama bak yüzün asık
Bak, sahi, bu bereyi senin oğlana götür
Benim kıza da ördüm aynısından
Hacer’e çok selam söyle
Mehmet’e de söylerim tabi...
Mehmet bile bilmiş de sen niye sustun onca sene?
İki tekerlekli bisiklet içindi, doğru ya
Ne yazık, değil mi?
Biz ne çok büyüdük de kirlendik be Ali’m.