Ensesi kalın, Devletin malı deniz, yemeyen ise keriz diyen zihniyete ithaf olunur.
Afiyet olsun bey, umarım doydun! Hangi vicdanınla, vatanı soydun? Hani sen dürüsttün, vicdanlı soy’dun? Hangi vicdanınla, vatanı soydun?
Konuşmak erdemse, o kadar da sus, Üzümse maksadın, bağcıya mahsus, Can alıcı nokta, önemli husus, Hangi vicdanınla, vatanı soydun?
Vatan için yiğit, düşmana düşman, Satma bu mirası, olursun pişman, Göbek kaşıyan kel, doymayan şişman, Hangi vicdanınla, vatanı soydun?
Hırsızı izlerken, geçti bir ömür, Utanacak yüz yok, kapkara kömür, Emeğimi çaldın, iştahla sömür, Hangi vicdanınla, vatanı soydun?
Karakış zemheri, her taraf buz don, Sırtın pektir senin, baş köşeye kon, Daha dün gezerdin, kıçta yırtık don, Hangi vicdanınla, vatanı soydun?
Dişinden artarsa, yoksula azık, Yetmedi mi sence, attığın kazık? Sözün bittiği yer, anana yazık! Hangi vicdanınla, vatanı soydun?
Çaylak Umut Dünyası Karalama Şiir Defteri Fatsa Kasım 2010
/Değerli seçici kurul üyelerine ve ilgisini esirgemeyen tüm şiir dostlarına, kıymetli şairlerime ve de ustalarıma çok teşekkür ederim/
Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yaz şair yaz sen Çaylak deme kendine Sen şahinsin aslında Vur böyle işte gözüne gözüne İnlesin dağ taş Anlamayan birgün anlar Yüreğinize ömrünüze bereket. Kutluyorum gönülden.
Afiyet olsun bey, umarım doydun! Hangi vicdanınla, vatanı soydun? Hani sen dürüsttün, vicdanlı soy’dun? Hangi vicdanınla, vatanı soydun?
Konuşmak erdemse, o kadar da sus, Üzümse maksadın, bağcıya mahsus, Can alıcı nokta, önemli husus, Hangi vicdanınla, vatanı soydun?
Vatan için yiğit, düşmana düşman, Satma bu mirası, olursun pişman, Göbek kaşıyan kel, doymayan şişman, Hangi vicdanınla, vatanı soydun?
Hırsızı izlerken, geçti bir ömür, Utanacak yüz yok, kapkara kömür, Emeğimi çaldın, iştahla sömür, Hangi vicdanınla, vatanı soydun?
Karakış zemheri, her taraf buz don, Sırtın pektir senin, baş köşeye kon, Daha dün gezerdin, kıçta yırtık don, Hangi vicdanınla, vatanı soydun?
Dişinden artarsa, yoksula azık, Yetmedi mi sence, attığın kazık? Sözün bittiği yer, anana yazık! Hangi vicdanınla, vatanı soydun?
Fatsa Kasım 2010
Umut Dünyası Karalama Şiir defteri
Merhaba dostum kemalist devrim, türk ticaret burjuvazisinin, toprak ağalarının, tefecilerin, az miktardaki sanayi burjuvazisinin, bunların üst kesiminin bir devrimidir. yani devrimin önderleri, türk komprador büyük burjuvazisi ve toprak ağaları sınıfıdır. devrimde, milli karakterdeki orta burjuvazi önder güç olarak değil, yedek güç olarak yer almıştır. 2— devrimin önderleri, daha anti-emperyalist savaş yıllarında iken itilaf emperyalizmi ile el altından işbirliğine girişmişlerdir; emperyalistler kemalistlere karşı hayırhah bir tutum takınmış, bir kemalist iktidara rıza göstermeye başlamıştır. 3— kemalistler, emperyalistlerle barış imzaladıktan sonra bu işbirliği daha da koyulaşarak devam etmiştir. 4— kemalist hareket, özünde «işçilere ve köylülere, bir toprak devrimi imkânına karşı» gelişmiştir. 5— kemalist hareketin sonucunda, türkiye'nin sömürge, yarı-sömürge, yarı-feodal yapısı; yarı-sömürge ve yarı-feodal yapı ile yer değiştirmiştir; yani yarı-sömürge ve yarı-feodal iktisadi yapı devam etmiştir. 6— sosyal alanda, eski milli azınlıklara mensup komprador büyük burjuvazinin ve eski bürokrasinin, ulemanın hakim mevkiini, milli karakterdeki orta burjuvazi içinden palazlanan ve emperyalizmle işbirliğine girişen yeni türk burjuvazisi, eski türk komprador büyük burjuvazisinin bir kesimi ve yeni bürokrasi almıştır. eski toprak ağalarının, büyük toprak sahiplerinin, tefecilerin, vurguncu tüccarların bir kısmının hakimiyeti devam etmiş, bir kısmının yerini yenileri almıştır. kemalistler, bir bütün olarak, milli karakterdeki orta sınıfın çıkarlarını temsil etmemekte, yukardaki sınıf ve zümrelerin menfaatlerini temsil etmektedir. 7— politik alanda, hanedanlık çıkarları ile birleştirilmiş olan meşrutiyet idaresinin yerini, yeni hakim sınıfların çıkarlarına en iyi cevap veren idare, burjuva cumhuriyeti almıştır. bu idare, sözde bağımsız, gerçekte siyasi bakımdan emperyalizme yarı-bağımlı bir idaredir. 8— kemalist diktatörlük, sözde demokratik, gerçekte askeri faşist bir diktatörlüktür. 9— «kemalist türkiye bile, gittikçe daha çok bir yarı-sömürge ve gerici emperyalist dünyanın bir parçası haline gelerek nihayet kendini ingiliz-fransız emperyalizminin kucağına atmak zorunda kalmıştır.» 10— kurtuluş savaşı'nı takip eden yıllarda, devrimin baş düşmanı kemalist iktidardır. o dönemde komünist hareketin görevi, hakim mevkiini kaybeden eski komprador burjuvaziye ve toprak ağaları kliğine karşı, kemalistlerle ittifak değil (böyle bir ittifak zaten hiç bir zaman gerçekleşmemiştir), komprador burjuvazinin ve toprak ağalarının bir başka kliğini temsil eden kemalist iktidarı devirmek, yerine işçi sınıfı önderliğinde ve işçi-köylü temel ittifakına dayanan demokratik halk..... Son on senedir ABD yandaşı ve onun çıkarı için Ortadoğu da Türki Cumhuriyetlerde görev yüklenmiş AKP hükümeti vasıtasıyla geri kalan yer üstü ve yer altı zenginlikleri carcur edilmektedir.....Anadolu halkları bir gün bu hırsızlardan ve yerli işbirlikçi patron-ağalardan ve onların düzeni olan bu sistemden hesap soracaklardır..Bizi yiğit Anadolu halkına güven duymalıyız .Dün emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı verilen mücade sekteye uğramamış bugünde devam etmektedir... Sizi ve anlamlı şiirinizi kutlarım,dost kaleminde harika bir şiir okudum ..nice şiirler yazmanız umuduyla... Saygılarımla
Bu değerli ziyaretinizle, üşenmeyip Kemalist devriminden kesitler sunarak sayfamda yaptığınız yorumlara canı gönülden teşekkür ederim efendim. Kaleminiz daim olsun. Saygılarımla.
Bu değerli ziyaretinizle, üşenmeyip Kemalist devriminden kesitler sunarak sayfamda yaptığınız yorumlara canı gönülden teşekkür ederim efendim. Kaleminiz daim olsun. Saygılarımla.
soydular soğana çevirdiler VE hala doymadılar Kİ doyacaklarınada pek inanmıyorum sattılar vatanı -millet'i üç beş dolara eur'ya Vicdan mı ??? pardon O'da NEDİR Kİ !!!!
bu güzel sayfayı ziyaret etmek için gecikmekten dolayı üzüldüm. hem tema hem dizelerde ki uyum çok güzel.. kaleminiz her daim aynı ustalıkla akar gider inş. selam ile kutluyorum.
Sayfama hoş geldin değerli dost, sefalar getirdin. Yaptığın değerli yorumlar için çok teşekkür ederim. Yeniden sizi sayfamda görmek beni çok mutlu etti. Eksik olmayın. Kaleminiz daim olsun.
Sayfama hoş geldin değerli dost, sefalar getirdin. Yaptığın değerli yorumlar için çok teşekkür ederim. Yeniden sizi sayfamda görmek beni çok mutlu etti. Eksik olmayın. Kaleminiz daim olsun.
Her zaman güncelliğini koruyan vede koruyacak olan bir konu.Hepimizde olduğu gibi birkaç (kelime ) zayıflığı dışında çok güzel bir şiir vede güzel bir final ,tebriklerimi yolluyorum...
Bu güzel ziyaretiniz beni fazlasıyla memnun etti. Değerli yorumlarınız ve şiirimi beğendiğiniz için çok teşekkür ederim. Kaleminiz daim kalp gözünüz açık olsun efendim. Saygılarımla.
Bu güzel ziyaretiniz beni fazlasıyla memnun etti. Değerli yorumlarınız ve şiirimi beğendiğiniz için çok teşekkür ederim. Kaleminiz daim kalp gözünüz açık olsun efendim. Saygılarımla.
Yaklaşık kırk beş gün önce Edebiyat Defteri sitesine gelmişsiniz. Bir kalemi tanımak için sadece tek çalışmasını okumak her zaman yeterli olmayabiliyor. Birkaç şiirini okumak hem daha iyi tanımaya hem bir önceki şiirine bakarak son yazdığı şiirdeki gelişimini, uyarıları dikkate alma ve işe verdiği ciddiyet konusunda da bazı bilgiler veriyor. Bu yüzden yazdıklarınızın tamamını okudum.
Önceki yazdıklarınız ile son yazdığınız arasındaki yönü yukarıya doğru olan keskin ivmeyi ve büyük değişimi memnuniyetle fark ettim elbette. Her son yazılanın bir üst çıta olduğunu düşünüp bir sonraki yazılacak olanın daha üst seviyede olması gerektiğinin bilincinde olduğunuzu düşünüyor ve söyleyeceklerimin hece şiirine meraklı bir bakış olarak tarafınızdan bir “ders verme” olarak değil de fikir alışverişi bağlamında değerlendireceğiniz şıklar arasında görülmesini umuyorum. Elbette kararı verecek olan ve en doğrusunu bulacak olan sizsiniz.
Hece şiirlerini diğer şiirlerden ayıran en belirgin özelliği bildiğiniz gibi olmazsa olmaz kurallarıdır. Bunları üst başlık olarak hece ölçüsü ve kafiye örgüsü olarak sıralayabiliriz. Bunları yaptığımızda o şiir ancak bu özellikleri ile hatasız olur. Kaldı ki kafiye tercihlerini az kullanılmışlardan seçmek, mümkün olduğunca yarım kafiye yerine tam, zengin hatta cinaslar kullanmak o şiirin kalitesini artıran etkenlerdir.
Ama yeterli değil elbette. Şiirdeki kelime seçimleri, şiir dili, anlamsal derinlik, okuyucuyu sıkmaması, şiir sesi, sürükleyicilik ve bütünlük de bir şiire güç katan önemli faktörlerdir.
Önceki çalışmalarınızla birlikte bu çalışmanızda da uyguladığınız ( “ ayna “ hariç) tasarımınız dikkatimi çekti. Çalışmalarınızda iki özellik hemen göze çarpıyor. Bunlar; son mısradaki redif / nakaratı kafiyesiz kullanmanız ve başlangıçta “ aaaa “ kafiye örgüsü ile başlamanız.
Duygular bir şiir yazma aşamasına geldiğinde bence ilk önce bu şiiri hangi şekilde, hangi ölçü ve örgü ile yazmanın en doğru olacağı düşünülüp o tasarım yapılmalıdır diye düşünürüm. Eğer bu tasarım baştan yapılmış olursa ilerleyen bölümlerde özellikle kafiye ve ayak kafiyelerinde olası sorunların yaşanmayacağı ve daha disiplinli bir akışın seyredeceği muhakkaktır. Bir gün insan öyle bir seviyeye gelir ki bunlara hiç gerek de kalmayabilir elbette.
Bir sonraki şiirinizde değerlendirmeniz adına bu şiire bakarak şunları söyleyebilirim mesela. Tasarım aşamasında: a) Acaba bu şiirin ilk kıt’ası “ çapraz kafiye “ ile ( abab ) başlayabilir miydi? Başlasa idi eğer ilk kıt’a daha etkili olur muydu? ( özellikle şiir sesi adına) b) Her kıt’anın son mısrasına yerleştirdiğiniz redif / nakaratlar öncesinde şiirin bütününde devam eden bir kafiye sergilenebilir miydi? Daha mı şık dururdu? ( elbette şiir tekniği açısından kafiyeli ayaklar her zaman kafiyesizlerden bir adım öndedir.)
Tür olarak seçtiğiniz şiir / taşlama konusu her devrin şairlerinin mutlaka denediği, yaptırımların ölümle sonuçlanmasının bile vazgeçiremediği bir alandır ve bana göre de olmalıdır. Elbette bu türün kendine has özellikleri vardır. Hangi dilin kullanılacağı, muhatab(lar) ın ne kadar iğneleneceği, hakaret edilecekse bu hakaretin küfür seviyesine ulaşıp ulaşmayacağı gibi üslûp konusunda karar verilmelidir. ( bu anlamda edebî tarihimizdeki ustaların çok farklı üslûplar kullandığını biliyoruz )
Mesela, ben böyle bir şiir yazmaya karar versem ilk mısrada kullandığınız “………..bey,…….” Yerine daha ironik olsun diye “ beyim ” tercih ederdim.
Elbette bazı mısraların anlamlarının daha net anlaşılması ( ki “ buna anlamsal derinlik “ diyoruz ) için kelime seçimlerini alternatifli düşünürdüm.
Mesela: “Konuşmak erdemse, o kadar da sus” a alternatif mısralar ( aynı kafiye ile ) Konuşmak erdemse, bir o kadar sus Erdem hep söz değil ara sıra sus Erdem hep söz değil sükût et ve sus Erdemse maksadın( amacın) sükût et ve sus Erdemse maksadın konuşma gel ( var- ve- ..) sus
(Farklı kafiye ile) Erdem arıyorsan susmayı dene Erdem arıyorsan susmada ara Erdem sırf söz değil bazen susmaktır …………………. Gibi değişik şekiller denenebilir. Burada önemli olan önce kafiye bulup sonra anlamı ve mısraı mı düşüneceğiz? Yoksa önce anlamı ve mısraı düşünüp sonra ona en uygun kafiyeyi mi bulacağız? Bu uygulamalar elbette zaman zaman farklı şekillerde uygulanabilir ama şunu biliyoruz ki şiirin hiçbir ustası anlam - kafiye tercihinde kafiyeyi anlama tercih etmemişlerdir! Bu da kafiye anlamında çok geniş bir hafızamızın olmasını gerektirmektedir.
“ Üzümse maksadın, bağcıya mahsus ” mısraı bir çok şekilde düşünülebilirdi. (anlam daha iyi otursun diye) Üzümse maksadın bağcıyı bırak ( bırak bağcıyı) Üzümse maksadın bağcıya değme ( dövme- ..) ( değme bağcıya) ……………….
“ Vatan için yiğit, düşmana düşman,” mısraı da;
Vatan için evlat, düşmana düşman Vatana evlat ol, düşmana düşman Vatana kurban ol, düşmana düşman Vatanı vatan bil, düşmanı düşman ………………gibi değişik mısralarla düşünülebilir mesela..
Şiirin bütününde bu değişimleri, değişik denemeleri en uygun kelimeler ve anlamı daha belirginleştirip kuvvetli hâle getirecek şekillerde denemek hem şiirin kalitesi hem daha iyi anlaşılabilir olması yönüyle değerlendirmek inanıyorum ki düşünce ve aktarım konusunda ufkunuzu açacaktır.
Her şiir kalıcı olmaz elbette… Ama, her kalıcı şiir mutlaka bu yönleriyle önde olan şiirdir.
Orhan bey,
Kırk beş günde bu seviyede olmak kumaşınızın kalitesini gösteriyor elbette. Ama kırk beş gün sonra olacağınız yeri ne kadar önem verdiğinizi ve işinizi ne kadar ciddiye aldığınızı gösterecek…
İşte bir ustanın yorumu. Herkese bir şeyler öğretecek bir yorum. Bu tür eleştiriler oldukça, heceye yönlenen genç arkadaşlarımız önlerini daha iyi göreceklerdir. Teşekkürler Sayın Oflu. Saygı ve selamlarımla.
Saygı değer ustam, sayfama yaptığınız bu ziyaret beni onurlandırdı. Tuttuğunuz fener sadece benim değil, benim gibi şair olmaya çalışan tüm çaylakların yolunu aydınlacaktır. Emeklerinize minnettarlığımı belirtir, yüzünüzü kara çıkartmamaya çalışacağıma söz veririm. Sizden isteğim yol gösteren ışığınızı sayfamdan eksik etmemeniz. Saygılarımla.
İşte bir ustanın yorumu. Herkese bir şeyler öğretecek bir yorum. Bu tür eleştiriler oldukça, heceye yönlenen genç arkadaşlarımız önlerini daha iyi göreceklerdir. Teşekkürler Sayın Oflu. Saygı ve selamlarımla.
Saygı değer ustam, sayfama yaptığınız bu ziyaret beni onurlandırdı. Tuttuğunuz fener sadece benim değil, benim gibi şair olmaya çalışan tüm çaylakların yolunu aydınlacaktır. Emeklerinize minnettarlığımı belirtir, yüzünüzü kara çıkartmamaya çalışacağıma söz veririm. Sizden isteğim yol gösteren ışığınızı sayfamdan eksik etmemeniz. Saygılarımla.
Sayfama hoş geldiniz değerli şiir dostu ve sevgili şairim. Şiirimi beğenmiş olmanız beni çok mutlu etti. Eksik olmayın. Kaleminiz daim olsun efendim. Saygılarımla.
Sayfama hoş geldiniz değerli şiir dostu ve sevgili şairim. Şiirimi beğenmiş olmanız beni çok mutlu etti. Eksik olmayın. Kaleminiz daim olsun efendim. Saygılarımla.
Afiyet olsun bey, umarım doydun! Hangi vicdanınla, vatanı soydun? Hani sen dürüsttün, vicdanlı soy’dun? Hangi vicdanınla, vatanı soydun?
GİRİŞ KITASI MÜKEMMEL. Tüm şiirde değil de ara ara cinaslı kafiye kullanılması da çok hoşuma gider benim. ayak, uyak ve durakları ile benim için göz dolduran bir çalışma olmuş. Konu olarak da "hicvin" seçilmesi ve başarılı bir hiciv sergilenmesinden dolayı şairimizi kutluyorum. Zira küfür edilmeden de hiciv yazılmasını herkes bilmez! Hele hele bazıları vardır ki, ana avrat küfrederek, bazen de belden aşağı vurarak orantısız öfke temayüllerini hiciv diye sunarlar.
Fakat kıtalardaki mısraların yerleştirilmesinde anlam bütünlüğüne biraz daha dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum. ve şiir asla aceleye getirilmemeli. Mesela; Hırsızı izlerken, geçti bir ömür, Utanacak yüz yok, kapkara kömür, Emeğimi çaldın, iştahla sömür, Hangi vicdanınla, vatanı soydun? olsa nasılolurdu mesela?
Bir de Konuşmak erdemse, o kadar da sus, ( bu mısrayı pek anlayamadım, ) Üzümse maksadın, bağcıya mahsus, Can alıcı nokta, önemli husus, Hangi vicdanınla, vatanı soydun?
Vatan için yiğit, düşmana düşman, (bu mısra da bana biraz ironik geldi,) Satma bu mirası, olursun pişman, Göbek kaşıyan kel, doymayan şişman, Hangi vicdanınla, vatanı soydun?
Ama asla vazgeçmeyin ve öğretmeninizin kıymetini bilin .. selam ve saygıyla...
KargülüALMILA tarafından 12/1/2010 3:30:55 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bu kadar açıklamanın ardından anladığım kadarıyla şiirin ve şairin değerli üstadlarından birisi tarafından kulağımın çekildiğini hissettim. Ama bu durum beni çok fazla onurlandırdı. Ustalarım başımdan eksik olmasın diyorum.
"Hırsızı izlerken, geçti bir ömür, Utanacak yüz yok, kapkara kömür,"
İşte tam burada çok düşünmüştüm. Orjinal yazılışı zaten de aynen sizin dediğiniz gibi. Ama Çaylak'lık var serde o yüzden tam bilememişim. Çaylak'lığıma verin.
"Emeğimi çaldın, iştahla sömür, Hangi vicdanınla, vatanı soydun?"
Burada ise diyecek bir sözüm yok. Böyle yazılsa daha güzel olurmuş hakikaten. Yaptığınız tavsiyeye uyarak değiştireceğim. Sayfamı ziyaretinizle beni çok onurlandırdınız. Eksik olmayın. Sonuç ve istek olarak her daim kulağımı çekmeniz dileği çok ama çok teşekkür ederim. Saygılarımla.
Bu kadar açıklamanın ardından anladığım kadarıyla şiirin ve şairin değerli üstadlarından birisi tarafından kulağımın çekildiğini hissettim. Ama bu durum beni çok fazla onurlandırdı. Ustalarım başımdan eksik olmasın diyorum.
"Hırsızı izlerken, geçti bir ömür, Utanacak yüz yok, kapkara kömür,"
İşte tam burada çok düşünmüştüm. Orjinal yazılışı zaten de aynen sizin dediğiniz gibi. Ama Çaylak'lık var serde o yüzden tam bilememişim. Çaylak'lığıma verin.
"Emeğimi çaldın, iştahla sömür, Hangi vicdanınla, vatanı soydun?"
Burada ise diyecek bir sözüm yok. Böyle yazılsa daha güzel olurmuş hakikaten. Yaptığınız tavsiyeye uyarak değiştireceğim. Sayfamı ziyaretinizle beni çok onurlandırdınız. Eksik olmayın. Sonuç ve istek olarak her daim kulağımı çekmeniz dileği çok ama çok teşekkür ederim. Saygılarımla.
Sevgili Çaylak dost, şiir serüvenini bildiğim için şunu rahatlıkla söyleyebilirim; bu şiirle artık çaylaklıktan çıktın. Sıfır hata bir şiir. Ölçü, kafiye, duraklar velhasıl her şey yerli yerinde. Hece yeni bir yıldız kazandı diye düşünüyorum. Böylesi başarılı şiirlerinin devamı gelsin temennisindeyim. Saygı ve selamlarımla.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.