22
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2094
Okunma
………………………………………………………………………………………………..
BEN BİR KAZ ALDIM KARIDAN
Ben bir kaz aldım karıdan
Boynu da uzun borudan
Kırk Abdal karnın doyuran
Kırk yıl oldu kaynatırım kaynamaz
Sekizimiz odun çeker
Dokuzumuz ateş yakar
Kaz aldırmış başın bakar
Kırk yıl oldu kaynatırım kaynamaz
Kaza verdik birkaç akça
Eti kemiğinden pekçe
Ne kazan kaldı ne kepçe
Kırk yıl oldu kaynatırı kaynamaz
Kaz değilmiş be bu azmış
Kırk yıl Kafdağında gezmiş
Kanadın kuyruğun düzmüş
Kırk yıl oldu kaynatırım kaynamaz
Kazı koyduk bir ocağa
Uçtu gitti biri bucağa
Bu ne haldir hacı ağa
Kırk yıl oldu kaynatırım kaynamaz
Kazımın kanadı sekli
Dişi koyun emmiş tilki
Nuh Nebî’den kalmış belki
Kırk yıl oldu kaynatırım kaynamaz
Suyuna biz saldık bulgur
Bulgur Allah deyi kalgır
Be yârenler bu ne hâldir
Kırk yıl oldu kaynatırım kaynamaz
Kaygusuz Abdal nidelim
Ahd ile vefâ güdelim
Kaldırıp postu gidelim
Kırk yıl oldu kaynatırım kaynamaz
KAYGUSUZ ABDAL
KAYGUSUZ ABDAL (1341?- )Şâir. Alâiye’de doğdu. Alâiye Beyi Hüsameddin Mahmud’un oğludur. Kaygusuz Abdal‘ın asıl adı Alaaddin Gaybi’dir. İyi bir öğrenim görmüş, genç yaşta Abdal Musa’ya derviş olarak Kaygusuz adını almıştır. XIV’üncü asrın sonlarında Mısır’a giderek bir tekke açmış, Hicaz, Suriye ve Irak’ı dolaşarak Anadolu’ya dönmüştür. Rumeli’nin Yanya, Filibe ve Manastır şehirlerinde de bulunmuş tahminen 1444 yılında ölmüştür.Kaygusuz Abdal, Yunus Emre‘nin yolunda yürüyen şairlerdendir. Son zamanlarda yapılan ilmî araştırmalardan alevî ve bektaşi olmadığı ortaya çıkmıştır. Hem aruz ölçüsü hem de hece ölçüsü ile şiirler yazmıştır. Mensur eserleri, mesnevileri ve ilâhileri vardır. Nesri sâde Türkçe iledir.
................................................................................................................................................................................................................................
Değerli dostum,arkadaşım İhsan Şola’nın hoş görüsüne sığınarak:
)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-(-16-)(-)(-)(
Bizim ihsan ava gitmiş
Sinmiş de pusuya yatmış
Bir tavşana ateş etmiş
Tavşan hemen gelmiş dile
Gülmüş ona tebessümle
Ardından kükreme duymuş
Peşinde bin tazı saymış
Korkudan bir koku yaymış
Tavşan hemen çıkmış dala
Birkaç saat vermiş mola
Tavşan ki bölgede birmiş
Saçı sakalıda kırmış
Elli avcı yetiştirmiş
İnmiş daldan düşmüş yola
Peşinden de İhsan Şola
Dere tepeden aşırmış
İhsan da yolu şaşırmış
Torbadakini düşürmüş
Aç ve susuz çekmiş çile
Tavşan diyor güle güle
Sıcaklardan dili sarkmış
Avcılıktan gözü ürkmüş
En güzeli avı terkmiş
Bir bakmış tavşanda yele
Peruk olur rahat kele
Hafif yağmur çiliyormuş
Artık akşam oluyormuş
İhsan geri geliyormuş
Tavşan olmuş hemen zula
Haktır demiş böyle kula
Lüzumsuzum hemen söyle
Ne akıllı tavşan böyle
İhsan gitsin ok ve yayla
Ava giden: “ eh rast gele”
Katletmeyin bile bile
Sadık Dağdeviren
Aşık Lüzumsuz
5.0
100% (14)