6
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2655
Okunma

gitmek zorunda mıydın bu kadar erken
Dünya kadar insan seni severken
gökyüzünde bulutları gözlerin olarak görüyorum
şimşek şimşek çakarken
hayret ediyorum
bu kadar olumsuzluk yaşanırken
keskin bakışlarıyın altında
nasıl dura biliyorsun oralarda
belki de
tutamıyorsun kendini
eminim bulutların arasından damla damla süzülen
senin göz yaşların
nasıl acı çektiğini
yüreğinin fırtınalarda nasıl savrulduğunu
içinden gelen duygunun
Samsun’a yeniden ayak basmak olduğu biliyorum
neden bu kadar erken gittin deniz gözlüm
nasıl bunca seveni terk ettin
saçlarında altın sarısı yıldızları nasıl kaybettin
çoktandır ağlıyor Türkiye gidişinin ardından
deresinden
tepesinden
taşından ve toprağından çığlık çığlığa
bu yalvarış bu haykırışlar senin için
gel nerdeysen
gör ki
karış karış satıldı Vatan’ın her köşesinden
kovduğun düşmanlar geri dönüyor
sessiz sessiz sinsi sinsi farkettirmeden
bastığı toprak inlerken riyakar ayaklar altında
sızlarken kemikleri şehitlerimizin
gidiyor şahin gözlüm Vatan elimizden
uykular kaçar oldu
düşmanlar güler oldu
sıla hasreti yavaş yavaş kayboldu
gitmek zorunda mıydın bu kadar erken
akıl olmayınca başta
laiklik ağır hasta
Cumhuriyet kara yasta
ne olur dön barış gözlüm
bir daha gel Dünya’ya...
5.0
100% (6)