9
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
3016
Okunma

bekliyordum
elim yüreğimde
yüreğim kuş kanadı
ha bu gün ha yarın diyordum
ve doğru çıktı kehanet
bu gece
tam da sabah ezanı okunurken oldu olan
umut koğuşumda isyan çıktı nihayet
biliyordum
çok önceden
bunca suskun sakin kabullenişten
ve bu küllenmiş bekleyişten
ağırlaşmıştı hava haylidir
kurşun gibiydi
acı vericiydi esaret
devasa bir cam çatlar gibi
tuz buz paramparça
çıldırdı bütün hasret
yıkıp geçti duvarları
ne kilit ne zincir
ne demir parmaklık dinlemeden
ne yürek bıraktı
ne ruh
binbir çığlık
hudutsuz lanet
kavurdu her şeyi
harlanması bundandır
akkorlaştı karşı konulmaz hiddet
ne içindi hüküm
kim kalem kırmıştı gıyabımda bir yudum sevgi için
bir nefes tesellinin bedeli
sorgusuz
sualsiz
savunmasız
bir ömür müebbet
şimdi kim susturacak bu cinnet taifesini
kim aklayacak zifiri karanlığa dökülen kızıl öfkeyi
bu ne amansız hiddet
sen ey sustukça ortalığa döküldüğünü bilmeyen
kışkırtıp kışkırtıp sinsiliğine sinen
susmak ne yaraşıyor sana
sen ey muhannet
bu fırtına bu gece kasıp kavursa da
bu isyan bu seher bitecek
el aman demene azaldı mühlet
hele sabret
CEYDA GÖRK
15EKİM2010
Fotoğraf: Neslihan Can Yazıcılar