4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1578
Okunma

geceymiş ay ışığı tunca kesmiş
ben daha çocukmuşum
seninse yüzün henüz kırışmamış
gözlerinden yıldız kırığı yağıyor saçlarıma
öyle güzel bakıyorsun ki
sen saçlarımı tarıyorsun
ben bilye oynuyorum
kızıyorsun
biliyor musun anne
bilyelerin içine gökkuşağını hapsetmişler
sen saçlarımı tarıyorsun
ben bilye oynuyorum
birden bir şey oluyor anne bir şey
yıldız göçü var gecede
boz bulutlar kümeleniyor göğümüze
okyanus ötesinden
karanlık ellerin gölgesi düşüyor üstümüze
bilyelerim renklerini kaybediyor
ben gökkuşağımı arıyorum
sen korkuyorsun
ben rüyadayım anladım da
sen bunu bilmiyorsun
namlu soğuğu bir geceymiş
sen saçlarımı tarıyorsun
ellerin mi titriyor ne
canımı yakıyorsun
sağımız solumuz ateş böceği
bizse tam ortadayız
o güzelim ateş böcekleri yanımızdan geçiyorlar
korkuyu uyutmuşlar anne
ölümün kıyısına uçuyorlar
her köşe başı tutulmuş
amansız mermi sağanakları yağıyor uzak şehirlere
sağımıza solumuza kan sıçrıyor
sen ağlıyorsun
aylardan eylülmüş
ayva sarıya nar kırmızıya durmuş
aylardan eylülmüş
radyodan binlerce ayak sesleri
tek tip ayak sesleri yükseliyormuş
"geldiler" diyorsun
"yine darağacının utanması yakın"
vay ki anam vay
tanklar geçiyor geleceğin üstünden
ne umutlar eziyor paletleri
vay ki anam vay
evlerin ışıkları sönmüş
dudakları mühürlü insanların
"geldiler" diyorsun
"titrek mum ışıklarına perde olacak karartma günleri"
yalnız ateş böcekleri anne
sinmiş şehirlerin kuytularında bir bir sönüyorlar
eylülü vuruyorlar anne uyandır beni
eylülden kan sızıyor anne uyandır beni
şafak vakti bu sesler
darağacı ağlıyor mu ne
karanfilleri asıyorlar anne uyandırır beni
güneşte balçık lekesi var anne
havaya ölüm kokusu sinmiş
bilyelerime kan yağıyor anne uyandır beni
çığlığım beni boğuyormuş neredeyse
iyi ki uyandırdın
şükür ki rüyaymış
terimi sil anne
terimi sil
terimde eylül birikmiş
27 aralık 2007
nuriye zeybek